Bir toplumun medeniyeti, kadına bakışıyla ölçülür. “Kadına bakış, toplumun aynasıdır. İslâm bu aynayı temiz tutan en güçlü eldir.”

Kıymetli okuyucularım,

Bugün tuhaf bir manzara ile karşı karşıyayız:
Kadını aşağılayan, onu hayvandan bile değersiz gören zihniyetler “ilerici” etiketiyle alkışlanırken; kadını yücelten, insanlık onurunu merkeze alan İslâm’a “gerici” damgası vuruluyor.
Bu tersliğin hakikat terazisinde bir karşılığı olabilir mi?

Geliniz, tarih boyunca kadının nasıl görüldüğüne ve İslâm’ın bu noktada nasıl bir devrim gerçekleştirdiğine birlikte bakalım.

Tarihte Kadın: Aşağılamanın Karanlık Sayfaları

Bugün “medeniyetin öncüleri” olarak sunulan düşünürlere atfedilen sözler, kadının tarih boyunca nasıl hor görüldüğünü açıkça ortaya koyuyor:

· Aristo: Kadını “doğanın bir garabeti”, “eksik ve bozuk bir varlık” olarak niteler.

· Platon: “Bir kadından doğduğuma inanamıyorum” diyerek kendi annesini bile küçümser.

· Sokrates: Kadını “meyvesi zehirli ağaç”a benzetir.

· Nietzsche: “Kadın, en iyi hâliyle hayvandır.” der.

· Darwin: Kadını “köpeğin bir tık üstü” olarak görür.

· Rousseau: Kadının “ilim için değil erkeği tatmin için yaratıldığını” savunur.

· Antik Yunan: Kadını “zehirli ağaç” olarak niteler.

· Budist öğretiler: Kadını “baştan çıkarma aracı” sayar.

· Hindu gelenekleri: Kadını “satılık mal” olarak niteler.

· Eski Çin: Kocası ölen kadın, onunla birlikte yakılırdı.

· Tahrif edilmiş Tevrat: “Kadın ölümden acıdır.” ifadesi yer alır.

· Pavlus’un Tevratı: “Kadına eğitim meşru değildir, o sessiz kalsın.” hükmü bulunur.

· Câhiliye Arapları: Kız çocuğunu utanç vesilesi sayar, diri diri toprağa gömerdi.

Bu örnekler, kadına yönelik tarihsel haksızlığın ne kadar köklü ve yaygın olduğunu göstermeye yeter.

İslâm’ın Kadına Bakışı: (Şeref, Hak ve Emanet)

Tam bu karanlığın ortasında İslâm, kadına insanlık onuruna yaraşır bir statü kazandırdı.
Kur’ân ve sünnet kadını Allah’ın emaneti olarak tanımlar.

Kur’ân’dan örnekler:

Nisâ Suresi 1. Ayet: Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden, bu ikisinden de birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının.

Hadîd Suresi 12. Ayet: Mü’min kadınların da erkekler gibi nurlarıyla cennete gireceği müjdelenir.

Nisâ Suresi: “Kadınlar” diye bir sûrenin varlığı, o sûrede ve diğer birçok sûrede kadının nikâh, mehir, mîras, talâk ve nafaka gibi medenî haklarının teminat altına alınmış olması İslâm’ın bu husustaki tavrını göstermeye yeter...

Sünnette Kadının Değeri:

Peygamber Efendimiz (sav)’in sözleri ve uygulamaları, kadını toplumun omurgası olarak konumlandırır:

· “Üç kız çocuğunu güzelce yetiştiren cennetliktir.”

· “İki kızını büyütüp terbiye edenle kıyamet günü yan yana olacağım.”

· “Eğer bir çocuğu üstün tutacak olsaydım, kızları üstün tutardım.”

· “Cennet annelerin ayakları altındadır.”

· “Kadınları dövmeyiniz; kadınları dövenler hayırlılarınız değildir.”

· “Kadınlar erkeklerin diğer yarısıdır.”

· “Sizin en hayırlınız, ailesine en güzel muamelede bulunanınızdır.”

· “Kadınların haklarına riayet ediniz; onları Allah’ın emaneti olarak aldınız.”

Peygamberimiz (sav), kadını sadece korumamış, onu toplumun izzet ve şerefi hâline getirmiştir.

Örnek Kadınlar: İslâm tarihinde kadının yeri sadece hukuki zeminde değil, fiilî örnekleriyle de yücedir.

· Hazret-i Meryem: Kur’an-ı Kerim’de 34 kez namı geçen, iffeti, ibadete düşkünlüğü ve Allah yoluna adanmışlığı ile methedilen numune-i imtisal bir hanımdır.

· Âsiye: Firavun ’un karısı Âsiye de imanı ve Allah’a ilticası ile Kur’an’ın methettiği mübarek hanımlardandır.

· Hazret-i Hatice: Peygamberimize ilk iman eden, en büyük destekçisi.

· Hazret-i Âişe: İlimde müçtehit, ümmete rehber.

· Hazret-i Fâtıma: Ehl-i beytin annesi, İslâm’da kadınlara verilen değerin timsali.

Câhiliye Toplumundan İslâm’ın Aydınlığına:

Câhiliye Arap toplumunda kadın:

· mirastan mahrumdu,

· meta gibi devredilir,

· savaşlarda ganimet sayılır,

· şiddet ve tecavüze açık hâle getirilir,

· fuhuşa zorlanır,

· hukuki statüsü yoktu.

İslâm geldi ve:

· kadının mülkiyet, miras, evlilik, boşanma ve nafaka haklarını belirledi,

· kadına sosyal saygınlık kazandırdı,

· anneliği bir şeref makamı yaptı,

· kadını insan onurunun merkezine yerleştirdi

Bugün kadın hâlâ tartışılıyor.
Fakat unutmayalım:
Bir toplumun medeniyeti, kadına bakışıyla ölçülür.

Tarihin büyük kısmı kadınlara zulmetmişken, İslâm kadına değerini iade etmiş, onu yaratılıştaki asaletine kavuşturmuştur.
“Kadına bakış, toplumun aynasıdır. İslâm bu aynayı temiz tutan en güçlü eldir.”