İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart 2025 tarihinde, suç örgütü kurmak, irtikap, rüşvet, nitelikli dolandırıcılık, terör örgütüyle iş birliği ve yolsuzluk suçlamalarıyla gözaltına alındı. Bu olay, Türkiye siyasetinde büyük yankı uyandırdı ve geniş çaplı tartışmalara neden oldu.


Gözaltı ve Yargılama Süreci İstanbul Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından soruşturma başlatıldı. Polis sorgusunda İmamoğlu'na, bu suçlamalarla ilgili detaylı sorular yöneltildi.

Kent Uzlaşısı ve MASAK Raporu
Soruşturmanın odak noktalarından biri, "kent uzlaşısı" olarak adlandırılan ve İmamoğlu'nun bazı belediye ihalelerinde usulsüzlük yaptığı iddiaları oldu. Bu kapsamda, İmamoğlu'nun Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan ile birlikte "silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan tutuklama talebiyle hakimliğe sevk edildiği belirtildi.
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından hazırlanan rapor da soruşturmanın önemli bir parçası oldu. Raporda, İmamoğlu ve bazı İBB yetkililerinin mali işlemlerinde usulsüzlükler tespit edildiği iddia edildi. Ancak, raporun içeriği ve detayları hakkında kamuoyuna net bilgiler verilmedi.

Suçlamalar ve Tepkiler
İmamoğlu'na yöneltilen suçlamalar arasında, ihalelere fesat karıştırma, rüşvet alma ve terör örgütlerine yardım etme gibi ciddi iddialar bulunuyor. Ancak, İmamoğlu ve avukatları, bu suçlamaların siyasi motivasyonlu olduğunu ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savundu.
Gözaltı ve yargılama süreci, Türkiye'de ve uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları, İmamoğlu'na yönelik suçlamaların siyasi bir komplo olduğunu ve yargının siyasallaştığını savundu. Hükümet yetkilileri ise, yargı sürecinin bağımsız olduğunu ve hukukun üstünlüğüne saygı duyulması gerektiğini belirtti.

Sonuç
Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması ve yargılanma süreci, Türkiye'de siyasi gerilimi artırdı ve hukukun üstünlüğü tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Yargı sürecinin nasıl sonuçlanacağı ve bu durumun Türkiye siyasetini nasıl etkileyeceği merak konusu olmaya devam ediyor.