Yaşananların Anlamı
Hiç bir şey düşmanımız değil, her şey bizim kendimiz olmamız için hizmet ediyor. Bilincin yükselmesiyle neye nasıl bakman gerektiğini öğrenirsin. Hiç bir şey gereksiz ve anlamsız değil kendi yerinde. Fakat bilinç neyin hangi boyutta anlamlı, hangi boyutta anlamını yitirdiğini bilir...
Bütünlüğün içinde yanlış ya da eksik bir durum yoktur. Eksik ya da yanlış gösteren zihindir ki bilinç bunun da farkındadır. O dahi olması gerektiği gibidir. Farkında olan her şeyin kendi boyutunda yerli yerinde olduğunu fark ettiğinde yanlış bir şey kalmaz. Dolayısı ile çaba da son bulur. Artık seni hiçbir şey etkileyemez. Bütünü olduğu yerde olduğu boyutlarda izlersin...
Hiç değişmeyen, etkilenmeyen, yorumsuz, yargısız sevgi olursun. Olanı kabullenmeniz sizi -benlik duygunuzun ve içsel halinizin artık zihnin “iyi” ya da “kötü” yargılarına bağlı olmadığı- daha derin bir düzeye götürür.
Yaşamın oluşuna “evet” dediğinizde, bu anı olduğu gibi kabullendiğinizde, içinizde derin bir biçimde dingin olan bir genişlik duygusu hissedebilirsiniz.
Yüzeyde, siz hala, hava güneşliyse mutlu olabilir ve hava yağmurluysa o kadar mutlu olmayabilirsiniz; 1 milyon dolar kazanmaktan mutlu olabilir, tüm paranızı kaybetmekten mutsuz olabilirsiniz. Ancak ne mutluluk ne de mutsuzluk artık o kadar derinlere işler. Sadece varlığınızın yüzeyi hafifçe dalgalanır. Dış koşullar nasıl olursa olsun, içinizdeki huzur bozulmadan kalır.
Olana “evet” demek içinizde ne dışsal koşullara, ne de içsel koşullara -sürekli değişen düşüncelere ve duygulara- bağlı olan bir derinlik boyutunu açığa çıkarır.
Eckhart Tolle (alıntıdır)