Mor Afrem’den Faydalı Öğütler ve Uyarılar
Kendinden memnun olma ki, idarecilerin kuşkuya düşmesin.
Minnet yapma ki, kangren çağırılmayasın.
Sopan çok sert olmasın ki, kovalamasın, kaçırmasın ve dağıtmasın.
Sesin haşin olmasın ki, duyanı vahşi davranmaya sevk etmesin.
Sözün sert olmasın ki, ters karşılanmayasın.
Nefsini sevme ki, seni yalnız başına bırakmasınlar.
Söylemin tehditkâr olmasın ki, aynısını duymayasın.
Kardeşlerine üstünlük taslama ki, sözlerini aşağılamasınlar.
Yakınlarına hava atma ki, liderliğini hor görmesinler.
Tevazuyu hor görme, çünkü onsuz kimse galip gelemez.
Sertliğinle gurur duyma ki, onu sevip de galip gelen yoktur.
Kibarlığı hor görme ki, yanlış yere hoşnutluğunu kaçırmayasın.
Rahatlığı değersiz sayma ki, verdiği rahatı kaçırmayasın.
Merhameti bırakma ki, merhametten dışlanmayasın.
Erdemi reddetme ki, uzaklaşınca onu aramayasın.
Yoksuldan iğrenme ki, Rabbin senden tiksinmesin.
Yardımını esirgeme ki, sıkıntısında yargılanmayasın.
Hakikate sessiz kalarak zengin olana yaranmaya yeltenme.
Büyük birisinden utanma uğruna Rabbin gerçeğini gizleme.
İnatçı olanın konuşmaları seni endişelendirmesin.
Hilebaz ve düzenbaz olanın ağına takılma.
Riyakâr olanın tuzağına düşme.
Kendini geliştirmemiş olandan ötürü istikrarın sarsılmasın.
Kendini düzeltmemiş olandan uyuşukluğun etkilenmesin.
Saflığını bulandırmak isteyenin nasihatini kabul etme.
Düzenini bozmak isteyenin nasihatine kulak asma.
Güzel olmayan öğütlere çocuk gibi kanma.
Aklın senden yüksek olan şeylere bakmasın ve odaklanmasın.
Gözün çapkın olmasın ki, çarpık bakmasın.
Kulağın kelimelere şuursuzca eğilmesin.
Güzel olmayan işlere elin koşmasın.
Beyhudeliğin patikalarında ayakların sarsılmasın.
Senin tarzından uzak elbise giyme.
Sofrana uygun olmayan çeşnileri arzulama.
Kazandığın itibarlar, seni oburca şımartmasın.
Hiçbir şeyi iştahla yeme ki, beslenmen bozulmasın.
Dilenmeye tamah etme ki, hesap vereceksin.
Savurganlığı sevme ki, nimete zülüm edenlerden olmayasın.
Sarhoşluğu sevme ki, rezil rüsva olmayasın!
Süryanice’den Çeviren Yusuf Beğtaş [1]
[1] İlginç Bir Tesadüf: Tarihin kuytu bir köşesinde tarihi bir olay. Denilir ya, tarih tekerrür eder. Yaşanınca daha çok anlaşılır. Günümüzde korona virüs salgını hayatı nasıl etkisi altına aldıysa, takvimin sayfaları geriye doğru sarıldığında 9 Haziran 373 yılı da, tıpkı böyle bir gündü. Urfa’da ölümcül veba salgını insanları kırarken, topladığı yardımlarla salgına yakalanan insanlara sahip çıkarken, bir yerden başka bir yere koşarken, ölümcül salgının pençesinden insanları kurtarmaya gayret gösterirken, kendisi de salgına yakalanan ve bu nedenle vefat eden tarihsel bir şahsiyet.
O tarihsel şahsiyet edebiyat ve ruhaniyetin sembolü, ETKİN DİĞERGAMLIĞIN şiari Aziz Mor Afrem’den başkası değildir.
Nusaybin, tarihte bir kültür şehriydi. Süryani literatüründe, ‘‘Üstadlar Şehri ܡܕܝܼܢܰܬ ܡܰܠܦ̈ܢܐ’’ ve ‘‘Anlamlar Şehri ܡܕܝܼܢܰܬ ܣܘܼ̈ܟܳܠܐ’’ gibi çok önemli iki isimle adlandırılmaktadır.
Nusaybin’de doğan Aziz Mor Afrem (303-373) Süryani edebiyatının düşünce dünyasına metafizik boyutlar kazandıran, evrensel üne sahip ölümsüz ve aziz bir şahsiyettir. Tarihte ün salmış olan Nusaybin Okulunda 38 yıl hocalık ve idarecilik yaptı. Süryani edebiyatının en gözde ekoludur. Bu edebiyatın yarattığı ruhaniyetin derin ve geniş kalemlerinden birisidir. Aklıyla ve gönlüyle yazdığı binlerce edebi, ebedi şiirin/nesrin/eserin sahibidir. Derin ve zengin Süryanicesi ile çok yazdı, çok üretti. Kutsal Kitabın tümünü yorumlayınca, kendisine ''Kutsal Ruhun Gitarı'' unvanı verildi. İlahi hakikatten esinlenerek yaşam bilgeliğini dile getiren büyük bir sosyal düşünürdü. Büyük bir eğitimciydi. Büyük bir üstad/malfono idi. Süryaniceyi liturjik dil olarak kullanana Süryani Kiliselerinin fahri medarı ve saygın bir azizidir.
Hayatı boyunca, "gücün sevgisine" itibar etmedi. Her zaman "sevginin gücüne" inandı. Düşünceleriyle, yazılarıyla ve eylemleriyle hep "sevginin gücüne " hizmet etti. Ve bu sayede ismi bereket, anısı şeref oldu. Yazılarındaki düşünceler, çok boyutlu bir mercan gibi, bütün taraflarıyla güzellikler yansıtıyor. Gönüllere hitap ediyor. Onun için, vefat ettikten sonra, Nazianslı Aziz Mor Gregorius (329-390), O’nu ''Evrenin Doktoru'' ilan etmiştir.
363’te Persler Nusaybin’i istila edince, Mor Afrem arkadaşlarıyla birlikte Urfa’ya sığınır. Burada sürgün bir yaşam sürer. Urfa’nın bir manastırında rahip olur. Edebi ve kültürel faaliyetlerine Urfa okulunda devam eder. Ancak 373 yılında Urfa'da kötü bir açlık olur. Bu açlık sebebiyle veba türünde ölümcül bir salgın insanları kırmaya başlar. Bu ölümcül salgın esnasında topladığı yardımlarla salgına yakalanan insanlara sahip çıkarken, bir yerden başka bir yere tedavilerine koşarken, sonunda kendisi de bu ölümcül salgına yakalanmış olur.
Bitap düşmüş fiziksel bedeni bu ölümcül salgının ağırlığına çok fazla direnemez. 9 Haziran 373’de fani hayata gözlerini yumar. Ebediyete intikal eder. Ama zengin edebiyatı ve ruhaniyeti düşünceleri hala sulamaya devam etmektedir. Hakkaniyet ışığını yayan ruhu ışıklar içinde şad olsun.
Misyonu içinde çözülen ve misyonu uğruna ölen Mor Afrem’in manevi anısı önünde büyük huşu ve saygıyla ruhumun düğmelerini ilikleyerek eğiliyorum.
Mor Afrem’in vefatı olan 9 Haziran 373 gününün anısına, Süryanice’den Türkçe’ye çevirdiğim öğütlerini ve uyarılarını burada yayınlıyorum!