Gazze, bir vicdan ve iman sınavı. Her gün yükselen dualar, her gece gözyaşlarıyla yoğrulan sabır... Ve o acı soru "Allah neden yardım etmiyor?"
Gazze, bir coğrafyadan öte, bir vicdan ve iman sınavı.
Gazze,Bir şehir değil, insanlığın kalbi.
Her gün yükselen dualar, her gece gözyaşlarıyla yoğrulan sabır…
Ve o acı sorular:
“Allah neden yardım etmiyor?” “Dualar Semaya Yükseliyor, Yardım Neden Gecikiyor?” “İlahi Adalet Nerede? , “Gazze’nin davası haksa “Allah Gazze’ye neden yardım etmiyor?”
Bu sorular, sadece aklın değil, kalbin de sorduğu sorular. Çünkü Gazze’de yaşananlar, sadece siyasi bir çatışma değil; hak ile batılın ezelî mücadelesinin en çetin sahnesidir.
Bir zaman bir sail dedi : " Madem El- hakku ya'lü haktır" Neden kâfir, müslime; kuvvet hakka galiptir? Meşhur bir hadis var ; "El-hakku ya 'lü" hak âlidir, hak üstündür, haklı olan galip olur. Bu hadisi şerif, Buhari'de de Beyhaki'de de geçmektedir. Müslüman haktır, İslam haktır, fakat küfür hak değildir. Peki, neden kuvvet hakka galip geliyor? Normalde hak haktır, kuvvet ise hakka mağlup olması icap ediyor, ama bakıyoruz kuvvet, hakka bazen galip gelebiliyor
Bu tür derin ve duygusal sorular, her ne kadar yüksek sesle dile getirilmese de, çoğumuzun kalbinden geçen sorgulamalardır. Gazze’de yaşanan acılar, zulümler ve çaresizlikler karşısında “Allah neden yardım etmiyor?” sorusu, insanın vicdanını ve inancını zorlayan bir paradoks haline gelir.
Bediüzzaman Said Nursî, bu zorlayıcı soruyu “imtihan sırrı” ve “sünnetullah kanunları” çerçevesinde açıklamaktadır. Ona göre, dünya bir imtihan meydanıdır ve bu imtihanın gereği olarak hak ile batılın mücadelesi serbest bırakılmıştır. İlahi yardım, bu mücadelede sabır, dua ve gayretle ortaya çıkar; çünkü Allah’ın yardım etme biçimi, insan iradesini ve özgürlüğünü yok saymadan, hikmetle gerçekleşir.
Tarih boyunca insanlık, hak ile batıl arasındaki mücadelenin sahnesi olmuştur. Bu mücadele yalnızca siyasî veya askerî bir rekabet değil; aynı zamanda ahlâkî ve manevî bir çatışmadır.
Dünya bir imtihan meydanı olduğundan, bazen batıla geçici bir üstünlük verilir. Bu, hak ehlinin uyanması, tekâmül etmesi ve nefis terbiyesi kazanması içindir. Görünene değil, hakikate bakabilmek gerekir.
“Cenâb-ı Hak, bazen batıla muvakkat bir galebe verir; tâ ki hak ehli intibaha gelsin.”
Bir Sonraki Yazıda:“Hak yücedir, ama bazen neden galip görünmez?” sorusunun cevabını arayacağız. “El-Hakkü Ya’lû” hakikatini, vesileler ve hikmet penceresinden okuyacağız