Duvarlar Yerine Köprüler
ܚܠܦ ܫܘܪ̈ܐ ܢܶܒܢܶܐ ܓܺܫܪ̈ܐ
ܢܶܓܫܽܘܪ ܘܠܐ ܢܫܽܘܪ
ܠܝܬ ܦܘܼܢܳܩܳܐ ܕܠܐ ܕܘܼܢܳܩܳܐ. ܐܢ ܚܘܼܒܰܢ ܒܰܙܒܢ ܗܘܳܐ ܟܐܒܰܢ ܘܕܘܢܳܩܢ܆ ܗܘܼ ܟܺܐܒܰܢ ܡܨܝܐ ܕܢܗܘܐ ܐܦ ܢܘܼܦܳܩܰܢ ܘܦܘܼܢܳܩܰܢ: ܟܕ ܡܚܰܕܬܝܢܰܢ ܣܘܼ̈ܟܠܐ ܕܡܰܪܕܘܼܬܐ ܕܫܘܼܡܠܳܝܳܐ ܘܚܶܟܡ̈ܬܐ ܒܣܳܚܪ̈ܳܬܐ ܕܬܳܪ̈ܥܝܳܬܢ ܘܚܘܼܦܳܛܐ ܘܫܘܘܫܳܛܐ ܒܕܳܪ̈ܳܬܐ ܕܠܫܢܐ ܣܘܼܪܝܝܐ...!
4 Kasım 2019 tarihinde, Süryani kültürünün duayenlerinden biri olan Cebel Lübnan Metropoliti Mor Theofilos George Saliba’nın eşliğinde, İsveç Evangelik Kilisesinin kıdemli genel sekreteri Sayın Cajsa Sandgren, Södertalje-Mor Afrem Kilisesinin Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte İsveç Patrik Vekili Metropolit Mor Dioskoros Bünyamin Ataş’ın ev sahipliğinde -yeni Midyat olarak nitelendirilen Södertalje kasabasında- bir yemek toplantısında buluştuk. Bir araya geldik. Yarenlik ettik. Diyalogun önemini konuştuk. Karşılıklı kültürel alışveriş içinde mutlu anlar yaşadık.
Bu kadirşinas yaklaşımdan ve nazik davetiyeden ötürü Abun Hasyo Bünyamin Ataş’a içtenlikli teşekkürlerimi ve saygılarımı bildirmek isterim.
Yemek toplantısında da konuştuğumuz gibi, duvarlar yerine köprüler inşa etme itkisi/saiki/güdüsü her şeye rağmen gönül yaylasının temizliğini korumanın çabasından başka bir şey değildir.
Denilir ki, “İyi söz gönül yaylasıdır.” Çünkü gönül, vücut şehrimizin yaylasıdır. Yayla ferahlık, temizlik ve serinlik anlamına gelir. Ona inilmez, çıkılır. Yüksektedir. İyi olan her şey, her davranış, her söz, tatlı bir esinti oluşturur yaylamızda. Orayı korumak, kirlenmeyi engellemek için çaba göstermek gerekmektedir. Orayı çer çöp atan, hor gören ve hor kullanan kimselerden uzak tutmak icap etmektedir.
Bu bağlamda benlik ve öteki arasına örülen duvarlar nedeniyle, merhametli farkındalığın ve müşfik eylemlerin temelini oluşturan gerekçelerin gözden kaçırılmaması, o gerekçelerin sulanması, yüksek yaşam enerjisinin aktifleşmesini doğuracaktır.
Şumloyo (tamamlayıcı) mantığına göre, düşünceyi-niyeti saflaştırmayan, ruhun kilitlerini açmayan hiçbir yaklaşım insanı bir yere taşımaz. İnsan, hayatın derinliğini, kokusunu, görünür-görünmez gerçeklerini ruhun kilitlerini açan niyet saflaşmasının ve üç S'nin (sevgi, samimiyet, sorumluluk) ruhuyla kavrar. Bu ruhla tadar. Bu ruhu koruyabildiği ölçüde hayata anlam katar. Hayatın anlamını bulur. Kör alanlarını aydınlatır.
Asıl olan somut olan dünyanın görünmez gerçeklerini görebilmektir. O görünmez –ruhani- gerçekleri görebildiğimizde, toplumsal yaşamda ve hizmet alanımızda duvarlar yerine köprüler kurmanın ne denli önemli olduğunu daha rahat kavramış oluruz. Çünkü o ruhani gerçeklerden biri, samimiyettir. Samimiyet, ruhun özgürlüğüdür.
Denildiği üzere, "SEVGİ, Samimiyet, Sorumluluk düşüncenin en zor yönüdür." Ama bunlar, düşünceyi-niyeti saflaştırır. Ruhun kilitlerini açar.
Bir bilgeliğe göre, ‘‘Yalnız susayan suyu aramaz, su da susuzluğunu dindirecek bir dudak arar.’’
Unutmayalım, insan verdikçe çoğalır. Gönüllü paylaşım içinde oldukça, başkaları için bir şey yaptıkça insanlaşır.
O halde kendi esenliğimiz ve canlılığımız için -(hizmet alanımıza ve topluma)- faydalı olmanın, yararlı meyveler vermenin yollarını aramalıyız.
Çünkü, "Ağaçlar, canlı kaldıkça meyve verir. İnsanlar ise, meyve verdikçe canlı kalır."
Yusuf Beğtaş