Tüm okurlara selamlar. Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki ilk yazım olduğu için mutluluk kavramıyla başlayıp umutlu başlangıçç yapmak istedim. Ben yazarken çok keyif aldım, sizlere de okurken tebessümüm ettirmek dileğiyle…
Sevgili mutluluk,
“Geri dön, seni bulamayacak kadar kör olduğum için özür dilerim! Sana giden yollar nerelerden geçer? Kaç saat sürer bu yollar? Sana ulaşıncaya kadar kaç mevsim değişir. Seni ararken kimleri kaybederim kim bilir? Yakınımdasın, benimlesin, içimdesin, özümdesin biliyorum. Seni beklemenin ötesinde seni arıyor olacağım. Tez zamanda kavuşabilmek dileğiyle…
Ucu bucağı olmayan bir konu mutluluk. Sınırı yok, ölçüsü yok belli bir zaman kavramı olmayan resmi dahi çizilemeyen bir duygu. Peki bu soyut kavram bizde ne ifade ediyor acaba? Herkes şu sorulara cevap verebiliyor mu? Mutluluk nedir? Mutluluğun belirleyicileri nelerdir? Peki bizler mutluluğu nerede aramalıyız? Ulaşabilmek için ne yapmalıyız? Bu soruları bana sorar gibisiniz. Bu soruların bendeki karşılığı tam olarak ŞÜKÜR. Her şeye şükür. Benim güzel abim sevgili kardeşim; İnsanoğlu doyumsuz bir varlık hep fazlasını istemek fıtratında var. Bu kötü bir şey değil ancak dozunu ayarlayabilirsek. Hep daha fazla mutlu olmayı istemek hakkımız, daha iyi koşullarda yaşamayı istemek hakkımız. Bunun için koşturmak üzerimize düşün görev. Resmi dahi çizilemeyen mutluluk olanla yetinmek, fazlasını isteyip çabalamak ve sonucuna razı olmak. Mesela görmeyen birinin hayatı nasıl olursa olsun, hangi şartlarda yaşıyor olursa olsun mutlu olacağı tek ve en büyük şey görmekken görebiliyor olan insanları nasıl olurda gördükleri şeylerden şikayet edebilecek duruma gelebiliyor? Demek ki mutluluk öyle bir kavram ki kimini saraylar, villalar mutlu eder, bir bebeği ise annesinin emzirmesi mutlu eder. Düşünsenize giden hiç bir şey gelmeyecek ve bu hayat elbet bitecek. Elindekiyle yetinmeyen onunla mutlu olmayan fazlasıyla da olamaz. Her şeyin mükemmel olmadığını sıkınıtıların olduğunu söyleyebilirsiniz, buna katılıyorum peki hiç benim başıma gelen belki de en hayırlısıdır diyebiliyor muyuz? Ben şuna inanır şunu söylerim. Herkes çok acıktığı bir günü düşünsün ve yemekte en sevdiğiniz yiyecekler ve içecekler var. Tıka basa yediniz diyelim en fazla ne kadar yiyebilirsin? Bir fil kadar yiyebilir misiniz? Hâlbuki çok açtınız ve en sevdiğiniz yiyecekler ve içecekler vardı. O an ne kadar mutluydunuz ama bitti. Peki biz bu duruma üzülmelimiyiz? En sevdiğiniz yemek sofrada duruyor ama daha fazla yiyemiyorsunuz. Bu durum canınızı sıkmalı mı? Halbuki onu yerken tadını alıp onunla mutlu olmak varken neden bu durumdan üzüntü duyalım. Özetlemek gerekirse Unutulmamalı ki en zor denen günler bile geçip gidecektir. Hayat akıp giderken mutlulukla kalıp etrafımıza tebessüm etmeli. Son olarak güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.
Pozitif kalın…