Meral Akşener’e Üç Soru
Veysi ERKEN
Bugün 28 Şubat.
Host ve post bir darbenin 22. sene-i devriyesi.
Hepimiz biliyoruz ki, Türkiye’deki bütün darbeler dış destekli ve darbecilerin ipleri dışarıdakilerin elindedir. Esasında İslam ve mazlum coğrafyalardaki bütün darbeciler Siyonist haçlı zihniyetinin uşaklarıdır.
Dolayısıyla temelde millete rağmen milleti yöneten veya yönetmek isteyen her anlayış diktatoryal ve "Firavn"idir. Bütün darbeciler de bu mantığa sahiptirler.
Darbeciler millete Firavun gibi “benden izin almadan mı hareket ediyorsunuz” derler.
İşte 28 Şubat, 27 Nisan ve en son 15 Temmuz darbecileri efendilerinin emirlerine amade bir şekilde topluma zulmettiler.
Tabii ki, hayat devam ediyor. Darbecilere karşı direnenler oluyor.
Zafer veya hüsran.
Bizler seferle memuruz, zaferle değil.
Buradan hareketle diyebiliriz ki, yönetime talip olanlar dirençli olmak zorundadır. Değillerse kendilerine uyanları da saptırırlar. Nitekim vahye göre “Yine şöyle diyecekler: Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar. Ahzab-67”
Bugünkü politik ortamda da yöneticiler kitleleri saptırabilirler. Bu tehlikeye dikkat çekmek için yönetime talip olan ve bunun için parti kuran Meral Akşener’e daha önce sorular yöneltmiştim.
Son röportajı ile ilgili bir soruyu da ekleyerek Meral Akşener’e sorularımı tekrar ediyorum. Cevap bekliyorum.
Peşinen ifade edeyim. Derdim Meral Akşener’i sorgulamak değildir. Derdim ona tabi olanların savrulmasını hem kendilerine hem de millete izah etmedir..
Daha önce Meral Akşener’e soru yöneltince geçmişte kendini ülkücü ifade edenlerin ekseriyeti ( Meral Akşener’in yanında olanlar) tepki göstermişlerdi. Bunları niye gündeme getiriyorsun diye sitemde bulunmuşlardı. Tekrar rahatsız olacaklarını biliyorum. Ama yine de soracağım.
Aziz okuyucular. Bu soruları Kılıçdaroğlu’na soracak değilim. Zaten CHP zihniyetinin bu ülkeye hayrı dokunmamıştır ve dokunacağına inanmıyorum. Bu yüzden Meral Akşener’e sorularımı yöneltiyorum ki, kitle uyansın, CHP zihniyetine kapılmasın.
Meral Akşener’e İlk sorum 28 Şubat post ve host darbecilerden neden şikayetçi olmadığı ile ilgili idi.
Tekrar ediyorum. Bu şikayetten neden vazgeçtiniz. Sizler İçişleri Bakanıydınız. Sizi kazığa oturtmaktan bahseden darbecilerden neden şikayetçi olmadınız. Yüz binlerce mağdurun yüreğine azıcık su serpilmesine neden katkı sağlamadınız. Geliniz, bu durumu izah ediniz. Tabi ki, izah edebilirseniz.
Yoksa toplumda oluşan darbecilerle anlaştı anlayışını pekiştirmiş olursunuz.
Bunu daha önceden de yazılarımda belirtmiş idim.
İkinci sorum Kılıçdaroğlu ile yapmış olduğunuz gizli görüşme ile ilgili idi. Tekraren soruyorum. Neden gizli görüşmede bulundunuz. Sizi Tayyibe Gülek’in evinde kimler buluşturdu, açıklayınız. Zira; bizler merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun ifadesiyle “açıklık en doğru yoldur” ilkesine inanıyoruz. Aynı şekilde gizliliğin topluma her zaman felaketleri beraberinde getirdiğine de inanıyoruz..
Maalesef gizli görüşmeler geçmişte kendini milliyetçi-ülkücü ifade edenlerin bir kesimini savurdu. Geçmişte “çağrımız İslam’da Dirilişedir” zihniyetine sahip olan taraftarlarınız, bugün CHP’nin zihniyetiyle aynileşti. http://www.gunes.com/gundem/kemal-kilicdaroglu-nun-kasim-gulekin-kizi-tayyibenin-evinde-aksener-ile-gorusmesi-chpde-krize-yol-acti-869369
Bütün bunların neticesinde, siz de İslamî akideye aykırı ifadelere doğru savruldunuz.
Size soruyorum. “ onların inancına göre kadından imam olmaz derken” kendinizi hangi inanca mensup olarak konumlandırıyorsunuz
http://www.haber7.com/guncel/haber/2834056-tepki-ceken-sozler-onlarin-dinine-gore
Hasılı kelam Meral Akşener’e uyup savrulan bütün dostlara tavsiyem öncelikle soruları sizin de sormanız ve doğru cevabı bulmanızdır.
Doğru cevaba ulaşırsanız “kamet” ve “istikamet”iniz bozulmaz. Böylece CHP’nin zihniyetine dümen kırmamış olursunuz.
Selam ve Sabırla…