Kutlama Ziyareti

Dün (18 Mart 2022 Cuma günü), Midyat Kiliseleri Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Yusuf Türker’i Mor Hobel ve Mor Abrohom Manastırındaki çalışma ofisinde ziyaret ettim. Yeni deruhte ettiği, üstlendiği vakıf başkanlığı nedeniyle kendisine hem tebriklerimi sundum, hem yeni yayınlanan ‘‘Süryani Mistisizmi’’ isimli Türkçe kitabımı takdim ettim. Geçmişten günümüze süregelen çabalarından dolayı yeni başkanımıza sağlık ve başarı dileklerimi bildirdim.

Dışarıdaki soğuğa rağmen ruhumuzu ısıtan ‘‘merhametli farkındalığın’’ hissiyatıyla yarenlik ettik. Samimiyetin ve diyaloğun önemini konuştuk. Geleceğe savrulduk. Karşılıklı düşünsel alışveriş içinde mutlu anlar yaşadık. Tekrar anladım ki, hemhal olunan söz, kalpte yer bulur. Hayatı kolaylaştırır. Hemhal olmayan söz ise, yüktür. Hayatı zorlaştırır.

Başkan Sayın Yusuf Türker ile yaptığım sohbet/yarenlik beni çok gerilere götürdü. Etrafımda halkalanan anılarla baş başa kalmış gibi hissettim kendimi.

Sohbetimizde geçtiği üzere, şefkat, insani ilişkilerde insanların birbirlerine verdiği en önemli hediyedir. Çünkü şefkat, ruhsal bir enerjidir. Her iki tarafı (vereni ve alanı) da, iyi hissettirir. Şefkat şefkati doğurur, vicdana giden bir duygudur; iç sesi, içteki uyarı sistemini harekete geçirir. Bu duyguya sahip kişi devamlı faydalı olmanın sorumluluğunu taşır.

Sözüne şefkatli farkındalığı, ahlaki tutarlılığı kazandırmayı başaran kişi, hizmet ettiği alana devamlı farklılıklar katacaktır. Bu şekilde hem kendisi sevinir, hem başkalarının sevincine vesile olur. Yaşama sevincinin aktif olması için bu insani bir yükümlülüktür.

Toplumsal yapıyı ilgilendiren bütün hizmet alanlarında benlik ve öteki arasına örülen zihinsel duvarlar nedeniyle, merhametli farkındalığın ve müşfik eylemlerin temelini oluşturan gerekçelerin gözden kaçırılmaması, o gerekçelerin sulanması, yüksek yaşam enerjisinin aktifleşmesini doğurmaktadır.

Bilindiği üzere, yaşamın ruhunda karşılıklı ihtiyaç vardır. Ancak mesele, kimin kime daha muhtaç olduğunda düğümlendiğinde, “Abanın kadri, yağmurda belli olur” denilmektedir.

Yağmurlu günlerde Midyat’ı terk etmeyen, göçün savurganlığına karşı direnen ve Midyat’ın tarihi değerleri uğruna yağan yağmurlarda çok ıslanan Başkan Yusuf Türker, öteden beri zihinsel sessizlik içinde Midyat’a hizmet vermektedir. “Aba, kıymetimizi bilsin” deme gafletine düşmeden farklı rollerde bu hizmetini hep sürdürmüştür.

“Beni aramayan kaybeder, o/onlar düşünsün” kibrine kapılmadan, abayla inatlaşmadan, büyüklenmeden, böbürlenmeden, gösterişe kapılmadan, geleceği düşünerek Midyat’ın tarihi kiliselerini koruma çabalarını devam ettirmektedir.

Unutmayalım, insan samimiyeti oranında zenginleşir ve çoğalır. Gönüllü paylaşım içinde oldukça, başkaları için bir şey yaptıkça insanlaşır. O halde kendi esenliğimiz ve canlılığımız için -(hizmet alanımıza ve topluma)- faydalı olmanın, yararlı meyveler vermenin yollarını aramalıyız.

Her şeye rağmen, toplumsal yarar için hizmet etmek ve bu anlamda faydalı olma motivasyonu merhametli farkındalığın insandaki uyarı sistemini ve hizmetkâr güdüleri pozitif anlamda harekete geçirmesinden başka bir şey değildir.

Saygılarımla..

Yusuf Beğtaş