Görev ve Ahlak
Dünyadaki temel görevimiz kim olduğumuzu hatırlamaktır. Kendimizi bulmaktır. Haddimizi ve hakkımızı bilmektir. Sahte/düşük benlikten kurtulup, hakiki/yüksek benliğimizi keşfetmektir. Bencillikten vazgeçip kendimizi tedavi edebilmektir. İlahi destek alıp yolda kalmak ve yola devam etmektir. Tüm ilahi bilgiler burada gizlidir.
Ahlaki kurallar bize kim olduğumuzu hatırlatan, hakiki/yüksek benliğimizi ortaya çıkaran etkilere sahiptir. Ancak gömleğin en alttaki düğmesi yanlış iliklenirse, tüm ilikler yanlış iliklenir misali, ahlaki yozlaşma da, insanın ilişki içinde olduğu bütün alanlarda olumsuz etki yapar.
Ahlaktan yoksun insan ya derin uykudadır ya da nefsani tutumlardan ötürü nefes alamamaktadır. O derin uykudan uyanması için karakter eğitimi şarttır. Çünkü nefes aldırmayan nefsani tutumlardan başka türlü kurtulmak mümkün değildir.
Karakter şahsi menfaate göre şekillenirse, insan yükseklere kanat çırpamaz. Yerinde saymakla kalmaz, hayatı da zehirlemeye başlar.
‘‘Ahlak Mektupları’’ isimli kitabın yazarı Seneca (MÖ 5-MS 65) ‘‘Uzun yaşamak için değil, doğru yaşamak için çabalamalıyız’’ diye yazar.
Dolayısıyla olumlu-olumsuz bütün mesele erdemi geliştiren karakter eğitiminde düğümlenmektedir. İyi insan demek, karakter eğitimini başarıyla geçmiş kişi demektir. Karakter ve değerler eğitimi içsel dünyayı gürleştirirken, ruhu büyütür. Zihni de geliştirir.
Karakter iyi eğitilmemişse, insan zarar veren yanlış tercihlere yönelir. Bu da hayatı karmaşıklaştırır. Bir labirente dönüştürür.
Arzulanmayan bu durum ana yoldan çıkma olasılığını büyütür. Ana yoldan fazla sapma olursa, bu sefer uyandırılma veya doğru yola (doğru tercihe) yönlendirilme devreye girer. Uslandırmanın dersleri başlar. Eğer yine uyanış olmaz ise ve hala kötüye yönelme oluyorsa, zor yollardan öğrenme süreci başlar ki, bu da başlı başına acımasız bir debelenme ve kötü bir toslama demektir. Bu durum çok yaşanır ama nefsani/egosal tutumlardan dolayı insan bunun farkında değildir.
Uyanış ve farkındalık gelişene kadar bu süreç devam eder. Maalesef verilen ders öğrenilmeden -içsel dünyada- bir başka sınıfa geçmek olası değildir. Sınıfı geçmek, içsel dünyanın gürleşmesine bağlıdır.
Bu da uyanış ve farkındalık anlamında sınıf atlamak demektir.
Dünyadaki yolculuğun berrak bir zihinle ve saygın bir anlayışla devam etmesi, içsel anlamda sınıf atlamaya bağlıdır.
Unutulmasın ki, insanı insan yapan ahlaki değerlerdir. Ahlaki değerlerden yoksun bir hayat, depreme neden olan fay hatları üzerine bina inşa etmeye benzer!
Dış dünya, kalbimizden geçenlerin bir yansıması ise, bizi çevreleyen donukluğu ve soğukluğu berrak ve sıcak yapacak bir vicdana sahip olmak, kendimize ve hayata karşı büyük bir iyilik anlamına gelir.
Günün sonunda herkes kendi vicdanının toprağına gömülecektir. O halde vicdanı var eden ahlaka ve erdeme samimiyetle sarılmaya gayret etmeliyiz. Ne ekersek onu biçeceğimizi unutmadan!
Denilir ki, rahat bir vicdan kadar genç tutan bir şey yoktur!
Yusuf Beğtaş