“Demokrasilerde halkın karar alma sürecine katılabilmesine olanak sağlayacak şekilde liderlerin organizasyonların alternatif kamu politikaları için yarıştıkları bir rekabetçi politik sistemidir.
E. E. Schattschneider”
Bir Toplumu Yönetme Ve İktidara Gelme İsteyinde Bulunan Tüm partilere Bir Eleştirimdir. Hele Demokrasi ve Özgürlük Mücadelesini Veren Sosyal Demokrat ve Sol Partilere Sesleniyorum. Bir ülkeye demokrasi gelebilmesinin en önemli yolu o ülkedeki sivil toplum örgütleri başta siyasi partilerin kendi içinde demokratik yapıyı oturtatarak demokrasi mekanizmasını çalıştırıp bütün işleyişini demokrasi ilkelerine dayanarak yürütmesi ile mümkündür.
Hangi koşullarda olursa olsun bunu asgari düzeyde bile gerçekleştirmeyen herhangi bir kurum veya siyasi parti ülkesine demokrasinin zerresini bile getirebileceğine hiç imkân vermiyorum. Çünkü bir toplumdaki sivil toplum örgütleri bilhassa toplumu en iyi yönetme hayaliyle ortaya çıkan siyasi partiler sahip oldukları örgütlenme yapısı ne ise iktidar olduktan sonra o sahip olduğu nitelikteki yapı biçimiyle yönetirler.
Örneğin en ideal, en mükemmel düşüncelere sahip bile ortaya çıkan siyasi partiler kendi yapılarında demokratik bir nitelik yoksa ve karar almada en geniş parti organlarını ve üyelerini karar almada katamıyorsa iktidara geldiğinde düzenin partilerinden pek farkı olmayacak.
Çünkü daha muhalefetteyken kendi üyelerine demokrasinin gereği gibi davranamıyorsa, kitlesini kararlara katamıyorsa ve sahip olduğu farklı kesimlere eşit bir temsiliyet ve söz hakkı vermiyorsa ülkeye ve topluma demokrasiyi nasıl getirecek.
Çünkü daha baştan kendi örgütlenmesini demokratik yapıya dönüştürememiş, kararları dar bir merkeziyetçi organlarıyla almış, seçilecek kişilerin temsiliyetin kıstaslarını bile yeterlilik ve objektif ilkelere dayandırmamış, farklı kesimlere eşit temsiliyet ilkesine göre değil de sanki lütuf gibi sunulmasını sağlayan siyasi partiler özgürlük, Demokrasi, eşitlik ve sömürüsüz bir toplumu yaratma ve yönetmede ne kadar başarılı olabilir ki?
Bence pek başarılı olamaz. Ve belli bir zaman sonra totaliteşerek hiçbir halkın ve toplumların ihtiyaçlarına cevap veremeyecek duruma gelir. Halkın gerçek temsilcisi olan partileri düzen partilerinden ayıran en önemli unsurlar eleştiri-özeleştiri mekanizması, kararlara en geniş yapılarını katmaları, farklı kesimlerin temsiliyetlerini belirlerken o kesimlerin kurumları tarafından belirleme imkanının sağlamasıdır.
Genellikle sol ve sosyal demokrat ve tüm halkları kapsayan partiler bu yukarda saydığım ilkelere sahip olmalı ve ilkeler doğrultusunda davrandıkları sürece toplumun farklı kesimlerini örgütleme gücüne sahip olacak ve ülkede demokrasi mücadelesinde başarılı olup iktidara gelebileceğine inanıyorum. Bir toplumdaki farklı kesimleri demokratik yapı çerçevesinde örgütleyip gönüllülük temelinde kazanmazsa idealleri ve büyük amaçları doğrultusunda pek başarılı olamayacağını insanlık tarihinde örnekleri çoktur.
Kısacası düzen partileri gibi kafa-kol, ahbap çavuş, feodal ilişkilere ve dar merkeziyetçi anlayış temelinde halkın temsilcilerini belirleyen hiçbir sol ve sosyal demokrat parti halkların gerçek temsilcilerini belirlediğini söyleyemez. Halkların yeterlilik ve gerçek temsiliyete sahip olamayan kişiler bir toplumu ve toplumu oluşturan farklı kesimleri örgütleyip demokrasi mücadelesini vermekte başarısı çok yetersiz kalacaktır. Asıl demokratik güç, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin başarısı geniş katılımlı demokratik kararlarda yatıyor. Bu ilkeler gelecek toplumun demokratik ve özgürlük temelini şimdiden atmak demektir.