Psikolojik sağlamlık sadece yaşamaya devam edebilmek değil, zorluklara uyum sağlayarak, gelişerek, zihinsel ve ruhsal olarak büyüyerek zorluklardan öğrenebilme kapasiteleriyle ilgilidir
PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK
Dünyada değişimin her zamankinden hızlı olduğu bu dönemde stres ve kaygı ile nasıl baş edebilir?
Zorlayıcı bir olay yaşadığımızda aldığımız yarayı iyileştirmeyi, tekrar yaralanma ihtimaline rağmen yola devam etmeyi nasıl başarabiliriz?
Taşıdığı tüm belirsizlik ve hayal kırıklıklarına rağmen yaşamın içindeki yerimizi almamızı sağlayan en önemli beceri; Psikolojik Sağlamlık.
“ Genç bir ağaç yaralandığında o yaranın etrafında dolaşarak büyür.
Ağaç büyümeyi sürdürürken söz konusu yara ağacın gövdesinde oranla nispeten küçülür.
Uzayan dallar ve büyüyen gövde yaralanma ve engellerin zamanla üstesinden gelindiğini bize anlatır.
Onun o eşsiz karakterine katkıda bulunur. ( Prof. Dr. Peter Levine)
Yoksul bir ailede büyüyen ve gençliği boyunca oto tamirciliği yapan Sochiro Honda’nın hayallerinin peşinde büyük emellerle çalışarak kurduğu fabrikası İkinci Dünya Savaş’ında yerle bir olur. Honda pes etmez ve yeniden fabrikayı kurmak için harekete geçer, savaş enkazından topladığı parçalar, askeri telsizlerinin donanımını bisiklete monte ederek ilk motorbisikleti geliştirir. Honda’nın kalbini ve zihnini değerlerinden farklı kılan ne olabilir?
Defalarca kez başarısızlık denemelerine maruz kalan, iflas eden kendi kurduğu şirketinden kovulan Jobs’u her defasında, yeni bir hayal kurarak üretmek için yola düşüren şey nedir?
Ampulü 1000. Denemede bulan Edison’u pes ettirmeyen neydi?
Fikri 57 yatırımcı tarafından reddedilen ancak pes etmeyip dünyanın en büyük online eğitim sitelerinden olan Udemy’nin kurucusu Eren Bali’yi harekete geçiren şey neydi?
Peki, hangi özellikler insanı psikolojik olarak sağlam kılar?
Psikolojik sağlamlık nasıl kazanılabilir?
Zorlayıcı yaşam olaylarıyla başedebilen bireyler “ sağlam, dayanıklı’’ bireyler olarak değerlendirilir. Yukarıda hayatlarından kesitler verilen insanların ellerini, ayaklarını, zihinlerini diğerlerinden farklı kılan, onların psikolojik sağlamlık düzeyleridir. Honda, Steve Jobs, Edison ya da Eren Bali’nin sağlamlık ve kendi yaşam hikayelerini büyütebilme bakımından şanslı bireyler olduğu düşünülebilir. Fakat psikolojik sağlamlık araştırmaları sağlamlığın, bireyin doğasında yer alan bir özellikten ziyade, birey ve çevresi arasında gerçekleşen etkileşimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkan dinamik bir süreç olarak görülmektedir.
Psikolojik sağlamlık üzerine araştırmalarıyla bilinen Masten’in “sıradan mucize” olarak nitelendirdiği “ Psikolojik Sağlamlık”, belli insanların sahip olduğu, diğerlerinin olmadığı bir özellik değil; koruyucu ve geliştirici faktörlerle desteklendiğinde, bireyi donanımlı ve başedebilir hale getiren“geliştirilebilir “ bir özellik oluşturur.
Yaşam nehrinde bir salın üzerinde ilerleyen insanoğlu, beklenmedik şekilde karşılaştığı zorlayıcı olaylarda, elinde kürekleri ile hayatta kalma, yolunda devam etmeye çalışır. Bazen dalgalı sularla mücadele ederken , bazen de sığ sularda bataklığa saplanma, devrilme tehlikesiyle baş etmenin yollarını arar. Ve aramızdan bazıları böylesi zor anlarda imkanlarını kullanarak can yeleklerini takar, yanındakilerden daha güçlü rehberlikler kolaylıkla alabilirken, bazıları destekleri yetersiz olmasına rağmen, dalgalı sularla savrulurken saplandığı bataklık kenarlarından deneyimlerle çıkar ve kendilerini güçlendirerek sallarıyla yola devam ederler.
PSİKOLOJİK SAĞLAMLIĞIN KAVRAMSAL GELİŞİMİ
Psikolojik sağlamlık kavramının yapısal kökeni en genel anlamda, dinamik bir sistemin, kendi işlevini, canlılığını ya da gelişimini tehdit eden rahatsızlıklara rağmen başarılı bir şekilde uyum sağlama kapasitesi olarak tanımlanmaktadır (Masten, 2014, s. 6). Bu kavramsal yapı, sadece biyo-psiko-sosyal bir sistem olan insanlar için uygulanabilir bir süreç olmaktan ziyade; mikroorganizma, çocuk, aile, güvenlik sistemi, ekonomi, orman ya da küresel iklim gibi hem canlı hem de cansız pek çok farklı tür ve düzeyde sistemlere uygulanabilir bir süreç olarak ele alınmaktadır. Bir yapı ve gözlenebilir fenomen olarak psikolojik sağlamlık, birbirinden bağımsız olarak ve hemen hemen aynı zamanda hem ekoloji (Holling, 1973) hem de psikoloji (Garmezy, 1971) alanlarında yapılan çalışmalarla ortaya çıkmıştır.
Psikolojik sağlamlık, bireylerin olumsuz duygusal deneyimlerin üstesinden gelme, stres verici ya da potansiyel travmatik deneyimler karşısında uyum sağlayıcı örüntüler sergileme yeteneği olarak ele alınmaktadır (Stomff, 2019). Bu kavram, 1970’li yıllarda bir grup öncü araştırmacının, psikopatolojiye eşlik edebilecek riskler yaşayan kişilerin pozitif adaptasyon sürecinde dikkat çeken bir fenomen olarak fark edilmesi ile ortaya çıkmıştır (Masten, 2001, 2007). Bu öncül çalışmalar özellikle gelişimsel süreçleri yoksulluk, reddedilme, kötü muamele, savaş, şiddet gibi unsurlar tarafından tehdit edilen ya da baskıya, ırkçılığa ve ayrımcılığa maruz kalan kişilerin bu süreçlerden sonra kendilerini nasıl toparlayabildiklerini anlayabilmek çerçevesinde şekillenmiştir (Wright, Masten ve Narayan, 2013). Psikolojik sağlamlık, temelde insan doğasının uyum sağlayıcı sistemlerine vurgu yapmaktadır. Bireylerde bulunan bu uyum sağlayıcı sistemler korunur ya da çeşitli yoksunluklara rağmen geliştirilebilirse, gelişimsel problemlere yönelik risklerin yaratacağı olumsuz etkilerin azalacağı öngörülmektedir (Masten, 2001).
Psikolojik sağlamlık düzeyini oluşturan kapasitelerin kaynakların kullanımı birey için yaşama yeniden tutunmayı içerebildiği gibi, kendine özgü mucizevi bir büyüme ve gelişmeyi de beraberinde getirir. Psikolojik sağlamlığı yüksek insanları diğerinden farklılaştıran, onların daha az stresli olaylara maruz kalmaları değil, yaşadıkları zorlayıcı olayın aynı zamanda onları sağlamlaştıran şey de olmasıdır. Psikolojik sağlamlığı yüksek bireyler düştükleri yerden toparlanma gücünü kullanarak kalkarken kendi sağlamlık düzeylerini geliştirirler. Bir insanın dayanıklılığını kendini toparlayabilme, onarabilme gücünü belirleyen şey genetik, kişisel geçmiş ve çevrenin ortak etkileşimiyle belirlenir. Bilimsel araştırmalar genetik kısmın nispeten diğerlerine oranla daha küçük olduğunu öne sürmektedir. Harvard Tıp Okulundan genlerin travma sonrası stres bozukluğu riskimizi nasıl şekillendirdiği konusunda çalışan Profesör Koenen, insanın çok yönlü özellikler etkileşimini vurgularken, bazı insanların diğerlerinden daha sağlam doğduğu ifadesinin doğru olmadığını öne sürmektedir. Psikolojik sağlamlık gücü yüksek olan bireyler, yaşamın zor ve acı duygularını kabul ederek, bu duygularla birlikte iyileşme yönünde kendilerine yol açarak tecrübelerinden güçlenerek, çözümler üreterek çıkmayı başarırlar. Stres adeta onları sağlamlaştırır, güçlendirir. Sağlamlık gücü yüksek bireyler, değiştiremeyecekleri gerçekleri problemleri olgunlukla kabul ederek, çözümlere yönetebilecekleri etkinliklere dikkatlerini yöneltmede, diğerlerine göre daha başarılıdırlar. Peki, bunu nasıl başarırlar?
Psikolojik sağlamlığın geliştirilebilmesi ancak riskli koşulların açığa çıkması sürecinde, zorluğa maruz kalma ve durumla başa çıkabilme uyum sağlayabilme ile değerlendirilen bir özelliktir. Psikolojik sağlamlığın gelişiminde maruz kalınan, zorlayıcı, stres verici olayların ve risk faktörlerinin olumsuz etkilerinin azaltılmasında koruyucu faktörlerin bulunması da önemlidir.
Psikolojik sağlamlık sadece yaşamaya devam edebilmek değil, zorluklara uyum sağlayarak, gelişerek, zihinsel ve ruhsal olarak büyüyerek zorluklardan öğrenebilme kapasiteleriyle ilgilidir. Gerçek şu ki, stres kaçınılmazdır. Stresle başa çıkabilmenin yolu psikolojik sağlamlığımızı güçlendirmekten geçmektedir
PSİKOLOJİK SAĞLAMLIK İÇİN ÖNERİLER
- Yaşam şeklinizin düzenli olması önem verin.
- Düzenli yürüyüş, yüzme ya da diğer spor aktivitelerinde bulunun.
- Haftanın bir gününü keyif aldığınız bir hobiye ayırın.
- Günlük en az 7-8 saat uyumaya dikkat edin.
- Yoğun alkol tüketiminden uzak durun.
- Hafif besinler tüketmeye ve sağlıklı beslenmeye özen gösterin.
- Uzun saatler aç kalmayın.
- Sosyal medya ve internet kullanımını sınırlayın.
- Her gün en az yarım saat kitap ya da gazete okuyun ve telefon konuşmalarını mümkün olduğunca azaltın.
- Hafif müzikler dinleyin ve gün içinde gevşeme egzersizleri yapın…