Edebi üretkenlik, sınırları zorlayan, kalıpların dışına çıkan ve mevcutla yetinmeyen bir zihinsel süreçtir. Bu süreç, samimiyetle ve farkındalıkla ilerlerse, insanı var olan mevcut düşünce sisteminden başka bir düşünce sistemine taşır.
Edebi Üretkenlik
Evrenin temel yapısı, bilinç ve sevgiyle donanmış bilgiye dayanır. Tüm olumsuzluklar, çatışmalar, ıstıraplar ve yükler, bilgisizlikten ve sevgiden yoksun bilinç darlığından kaynaklanır.
Edebi üretkenlik, bu darlığı genişletme yolunda dolaylı olarak konuşmak, sessiz ama etkili bir şeyler söylemektir.
Edebi üretkenlik, kalıcı ve faydalı düşünceler yazmak anlamına gelir.
Günlük stresleri aşmanın en iyi yolu, bilgilenmek ve bilinç kazanmaktır; zira bilgi olmadan bilinçlenme gerçekleşmez.
Hayat, araba kullanmayı öğrenmek gibidir. Ya söylenenleri anlayıp belli başlı kurallara uyarak iyi bir şoför olunur ya da sürekli kaza yaparak ilerlenir. Biri anlayıp idrak etmekle, diğeri deneme-yanılmayla öğrenmeyi içerir.
Seçim ve tercih tamamen insana aittir.
Edebi üretkenlikten türeyen hakiki bilgi ve bilinç, insanın hayattaki seçimlerine ve tercihlerine yol gösterir.
Zira edebi üretkenlik, sınırları zorlayan, kalıpların dışına çıkan ve mevcutla yetinmeyen bir zihinsel süreçtir.
Bu süreç, samimiyetle ve farkındalıkla ilerlerse, insanı var olan mevcut düşünce sisteminden başka bir düşünce sistemine taşır.
Bu süreçte insan, sadece mevcut bilgisini kullanmakla kalmaz; aynı zamanda içinde bulunduğu toplumdan ve dünyadan beslenerek hayatı dönüştürme ve yeni anlamlar yaratma çabası içinde olur.
Çünkü o inanır ki, insanın doğasını dönüştürerek şekillendiren ve bilincini arıtarak onu özüne, ruhuna yaklaştıran bilgi, kurtarıcı bir güce sahiptir.
Bu kurtarıcı bilgiye ulaşma çabalarında "kendini bilmek" vazgeçilmez bir anahtardır. Bu anahtar yoksa başka bilgilere sahip olmanın hiçbir anlamı yoktur.
Yusuf Beğtaş