Değerli genç kardeşlerim!. İmanı ameline yansıyan mümin vasfımız gereği, dikkat etmemiz gereken önemli  bir konu olan sosyal medya mecrası hakkında bir kaç tavsiyede bulunmak istiyorum.

Teknolojinin yüksek seviyeye ulaştığı, bireyler arası hemen hemen tüm  ilişkilerin sanal âlemden gerçekleştiği bir dönemde yaşıyoruz. Faydaları olmasına rağmen bilinçli kullanılmadığı takdirde sosyal medyanın imanî ve ahlâki açıdan büyük zarar vereceğini unutmayalım. Zira binicisi biz olsak bile sürücüsü olmadığımız bir vasıtanın kontrolü bizde değildir. Bu nedenle yazdığımız her şeyin gerçek hayatta olduğu gibi sanal âlemde de karşılığı mutlaka vardır. Gereksiz tartışmalara girmemeli, harama götürecek  sayfa ve arkadaşlıklardan kaçınmalıyız. Sosyal medyayı kullanma amacımız sadece insanlara iyiliği tavsiye etmek, kötülüklerden uzaklaşmayı telkin  etmek olmalıdır.
 
Yazımızın başlığındaki atasözünün aslı, 'Bin düşün! Bir söyle!' şeklindedir. Bir başka deyişle, ‘söz ağızda iken kişinin esiri, ağızdan çıktıktan sonra kişi onun esiri olur’. Söz ola kese savaşı, söz ola kese başı’… gibi bir çok söz bu konuya dikkat çekilmesi için söylenmiştir. Bu konuda Allah ve Resulünün buyruklarını aşağıda vereceğiz.

Konumuza dönecek olursak, tüm bu tavsiye ve uyarılara rağmen günümüzde maalesef artık birbirimizle konuşmuyoruz. Yazıyoruz ve hemen paylaşıyoruz. Bu nedenle sosyal mecrada bir şeyi paylaşmadan önce mutlaka iyi bir değerlendirme yaparak, bin defa olmasa da 3-4 defa bir düşünelim. Paylaşacağımız sözün, bilginin veya fotoğrafın sosyal medyada karşılığı ne olacak. Aldığımız bilginin veya haberin doğruluk payı ne kadardır. Paylaşacağımız fotoğraf gerçek mi montaj mı diye dikkat etmeliyiz. Sosyal medyada gördüğümüz her haber, bilgi ve videonun kaynağını iyi araştıralım.

Özellikle bu konuda Allah’ın(Celle Celalühü) Hucurat Suresi 6.Ayetindeki şu ikaz gibi emrini hatırlayalım. “Ey iman edenler, eğer bir fasık, (harama ve yalana meyilli şahıslar, oluşumlar ve yayın organları)size bir haber getirip (verirse),onu 'etraflıca araştırın' (her anlatılana hemen inanıp kanmayın). Yoksa bilmeden (ve yanlış yönlendirme sonucu), bir kavme (ve kesime)kötülükle sataşıp (haklarına tecavüz etmiş duruma düşersiniz)de ardından bu işlediklerinize pişman oluverirsiniz.” Peygamber Efendimiz (sallalahü aleyhi vesellem) ise, "Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa, ya hayır söylesin yahut sussun."(Buhari, Kitabu'l-Edeb, 10/373)  Ayrıca, “Mümin önce düşünür, sonra konuşur. Münafık, düşünmeden konuşur.” [Haraiti] diye buyurmuştur.

Parantez içerisindeki açıklamalara dikkat edilirse tam da günümüzü yansıtmaktadır. Sosyal mecrada müstear(yeni tabirle fake/sahte hesap) isimlerle binlerce hesap mevcuttur. Bunların tek gayeleri yalan/yanlış bilgiler paylaşıp algı oluşturmaktır. Ve maalesef birçok kişi bu tür paylaşımları araştırmadan olduğu gibi  paylaşmaktadır. Bu nedenle fasıkların oyunlarına gelinmemeli. Bilmeden başkalarının hakkına girilmemelidir. Sosyal medya öyle bir alandır ki, yazdığınız veya paylaştığınız her şey 10 saniye gibi kısa bir sürede binlerce hatta milyonlarca kişiye ulaşabiliyor. Siz pişman olup hemen silseniz bile, paylaşımı gören art niyetliler anında ekran görüntüsü almış ve kendi hesaplarında paylaşmıştır. Ve bu işin geri dönüşü artık yoktur. İnkâr da edemezsiniz.
 
Bu nedenlerle; Allah’ın bize bu ikaz ve emrini unutmadan hem sosyal medyadaki hem de normal yaşantımızdaki söz ve davranışlarımıza dikkat etmeliyiz. Başta da ifade ettik. Yazdığımız her şeyin gerçek hayatta olduğu gibi sanal âlemde de karşılığı mutlaka vardır. Gıybet, laf taşıma, dedikodu, iftira, yalan söyleme, hakaret ve küfür etme ve buna benzer kötü hasletlerin aynısını sosyal medyada görebiliyoruz. Bu tür hasletler nasıl ki normal yaşantımızda günah olup ciddi sonuçlara yol açıyorsa, sosyal âlemde de fazlasıyla zarar vermektedir. Bize yakışmayacak ve İslam’ın şiarlarına ters olan paylaşımlar yapmamalı, bize denk gelen kötü paylaşımları anında silip kullandığımız sosyal platforma şikâyet olarak göndermeliyiz. Bu mecrayı bilinçli bir şekilde ,tebliğ ve emri bil maruf ve nehyi anil münker düsturuyla kullandığımızda hem vaktimizi boşa harcamamış oluruz hem de önemli bir görevi yerine getirmiş oluruz.
 
Yazımıza şu dua ile son verelim. “Allah’ım bize Hakk’ı hak olarak görmeyi ve ona tabi olmayı; batılı da batıl olarak görüp ondan uzaklaşmayı nasip eyle.”  Amin