Yorumlama, Yargılama, Değerlendirme
Yorumlama, yargılama ve değerlendirme yeteneği hayatın tüm alanlarında belirleyicidir.
Bu üç yeteneğin yapıcı ve kalıcı katkısından faydalanmak için bu belirleyiciliğin farkındalığı içinde davranmak gerekir.
Zira ruhun hikmetinden beslenen yorumlama, yargılama ve değerlendirme yeteneği, hayata pozitif katkı sunar, fayda verir. Bu da, hayatı yukarıya çeker, insanı ve toplumu yüceltir.
Egonun bencil tutumlarından beslenen yorumlama, yargılama ve değerlendirme yeteneği ise, hayata negatif katkı sunar, zarar verir. Bu da, hayatı aşağıya çeker, insanı ve toplumu alçaltır.
Yorumlama, Yargılama, Değerlendirme
Bu üç yetenek, hayatın ince dokusunda dokunan ustalıklar,
Ruhun hikmetinden süzülen inci taneleri,
Gönüllere ferahlık, zihinlere aydınlık saçar.
Ruhun derinliklerinden yükselen bilgelik,
Her düşünceyi kutsal bir özle süsler,
Her sözcük bir yıldız gibi parıldar,
Ve insanlığı yüceltir, hayatı yüce kılar.
Ancak egonun dar koridorlarında kaybolan,
Bencil yargılar, sert ve acımasız,
Karanlık bir gölge gibi düşer hayata,
İnsanı küçültür, toplumu yorar.
Bilinçaltının karanlıklarından çıkan yorumlar,
Zehirli bir duman gibi yayılır,
Her adımda, her sözde,
Negatif bir yankı bırakır.
Bilgelik, sessiz bir fısıltı gibi,
Kalbin derinliklerinde saklıdır,
Saf ve berrak bir pınar gibi,
İnsanın içini serinletir, arındırır.
Ego ise, gururun sahte parıltısıyla,
Gözleri kör eder, ruhu hapseder,
Ve hayatı, bir uçurumun kenarına sürükler.
Öyleyse, bilgelikten beslenmeli,
Her yorumda, her yargıda,
Ruhun ince tınısını duymalı,
Ve hayatın şiirini, sevgiyle yazmalı.
Çünkü gerçek bilgelik,
İnsanı ve toplumu yücelten,
Her davranışı, her sözü,
Işıkla ve sevgiyle dokuyan,
Kutsal bir sanattır.
Yusuf Beğtaş