Vatandaşı Kandırma Yöntemleri
Veysi ERKEN
Kapitalist düzenin hakim olduğu bütün ülkelerde sermayeyi elinde bulunduranlar veya onların düzenini devam ettirmekle görevli olanların eylem ve söylemlerine bakınız vatandaşı nasıl kandırdıklarını anlarsınız?
Biliyoruz ki, kapitalist anlayış sermayenin belirli ellerde toplanmasını esas alır ve “altta kalanın canı çıksın” ilkesine dayanır.
Bu anlayışa hizmet edenler vatandaşı kandırmak için hep rakamları telaffuz ederler.
Mesela Gayrı Safi Milli Hasıla ile ilgili rakamlar kandırmanın bir aracıdır.
Anlı şanlı yetkili kalkar ve bu sene gayrı safi hasıla olarak kişi başına düşen gelir 13 bin dolardır der.
Anlı şanlı efendiye soruyoruz. Kişi başına düşen dolarlar kaç kişinin elinde toplanmıştır? Cevap ülke kalkındı bunu karıştırma.
Karıştırmıyoruz, karıştırmayalım tamam da, benim elime geçen bir şey yok dolarlardan.
Anlayın gerisini.
Ya sendikacılar.
Onlar da güya haklarını savunduklarını kandırmakla meşguller.
Sendikacı yüzde dört zam aldık der. Hem de kümülatif olarak.
Sendikacıya soruyoruz.
Yüzde dört 1000 lira alan bir memurun cebine yansısı ile 30000 alan bir memurun/ işçinin cebine yansıması aynı mı?
Sendikacının cevabı orasını karıştırma.
Ben sizi koruyorum.
Yahu beni koruyorsan benim kadar maaşla geçin diyoruz.
Cevap kem küm.
Ya bürokrat.
Tabii ki, üst yönetimde yer alanları kast ediyorum.
Hesap kitap yapar. Ülkenin âli menfaatlerini gözetir ve fedakarlık bekler.
Bu senenin zammı enflasyondan düşük değil diye açıklama yapar. Tamam anladık da enflasyon hesabını yaparken hangi kalemleri esas aldınız. Cevap orasını karıştırma.
Asgari ücretin tespitinde de aynı kandırmalar.
Seçilmiş ve atanmışlara diyoruz ki,
Yahu geliniz bu asgari ücretle siz de geçininiz. Cevap imkanlarımız bu kadar. İmkan bu kadarsa makam aracı, sosyal tesis, lojman vs. ne oluyor.
Cevap hazır orasını karıştırma.
Velhasıl vatandaşı kandırmak için tahsil gerek.
Özellikle istatistik.
Aziz dostlar bilirsiniz ki, bilimsel yöntemlerle(!) üç tür yalan tespit edilmiş,
Yalan,
Kuyruklu yalan,
İstatistik.
En katmerlisi istatistik olsa gerek.
Vatandaşı kandıranlar hep istatistikî rakamlardan faydalanırlar ve sermayenin belirli ellerde terakümünü sağlarlar.
Bu sermaye halka döneceğine gökdelenlere, villalara, şatolara ve şatolarda oturanlara dönüyor.
Ne diyelim.
En iyisi Tevfik Fikret’in ifadesini kullanalım.
“Yiyin efendiler yiyin.
Bu han-ı iştiha sizin.
Tıksırıncaya, patlayıncaya kadar
YİYİN”
Selam ve Sabırla…