Taşların ve Duaların Şehri Midyat’ta Zamansız Kardeşlik

Midyat, sadece bir şehir değil, “taşların ve duaların” birleştiği kadim bir beldedir.

Abone Ol

Midyat, taşlarının altına yalnızca tarih değil, barışın ve dostluğun özlerini de saklamış bir şehirdir. “Taş yerinde ağırdır” derler, ama Midyat’ın taşları sadece ağır değil, aynı zamanda taşıdığı kültürlerle büyüktür. Bu topraklarda sadece duvarlar değil, kalpler de sağlamdır. Yüzyıllardır burada insanlar farklı dillerde, farklı dualarla ama tek bir amaçla yaşamışlardır: birlikte huzur içinde. Midyat’ta, bir yandan camilerden ezan sesleri yükselirken, diğer yandan kilise çanları çalar. Bu şehirde farklılıklar zenginlik, ayrılık değil, birleşme nedenidir.

Midyat’ta yaşayan halk, “Komşu komşunun külüne muhtaçtır” sözünü sadece bir öğüt olarak değil, günlük yaşamın tam ortasında hisseder. Bu topraklarda, bir komşunun acısı, diğerinin de acısıdır. Bu kadim şehirde, farklı kültürler bir arada nefes alır. Müslümanlar Ramazan Bayramı’nı coşkuyla kutlarken, Hristiyanlar Diriliş Bayramı’nı aynı sofrada, aynı sofranın etrafında kutlar. Ezidiler Sarı Çarşamba’yı “Şahîdên” (özgürlük bayramı) olarak kutlar, bir arada, birbirlerinin bayramlarına saygı göstererek yaşarlar. “Birlikte yaşamanın hazzı, ayrı ayrı yaşamaktan daha tatlıdır” derler burada. Bu şehirde bayramlar, aynı gökyüzü altında renkli ve çeşitlidir, ama hepsi bir arada kutlanır, hepsi aynı sofrada birleşir.

Baharın gelişini müjdeleyen Nevruz Bayramı, burada “Bahar bir gül demetidir, gönül bir sevda” dercesine kutlanır. Her evin kapısında açan çiçekler, gönüllerdeki sevgiyle yarışır. Çünkü Midyat’ta sadece doğa uyanmaz, insanlar da birbirine daha yakın olur. Nevruz’da bir araya gelen halk, birbirlerinin dertlerine ortak olur, “Güzel sözler, güzel yüreklerden çıkar” diyerek, kalpten kalbe bir köprü kurar.

Cevat Paşa Camisi, Ulu Camii ve Binbaşı Abdurrahman Efendi Camii

Midyat’ın kültürel zenginliğini yansıtan önemli yapılar arasında, Cevat Paşa Camisi, Ulu Camii ve Binbaşı Abdurrahman Efendi Camii yer alır. Bu camiler, şehrin İslami mirasının yanı sıra, Midyat halkının bir arada yaşam kültürünü de simgeler.

Paşa Camisi, 19. yüzyılda inşa edilmiştir ve bölgedeki en eski camilerden biridir. Mimari yapısıyla dikkat çeker, zarif taş işçiliği ve geniş avlusu ile hem ibadet hem de sosyal hayat için önemli bir mekândır. Midyat halkı için “gönül kapısının açıldığı yer” olarak bilinir.

• Ulu Camii, şehrin en büyük camilerinden biri olup, hem dini hem de kültürel açıdan büyük öneme sahiptir. Caminin içi, bölgedeki geleneksel Süryani ve Osmanlı kültürlerinin harmanlandığı bir atmosfer sunar. “Ulu” adı, burada dua edenlerin kalbinin büyüklüğünden gelir derler.

• Binbaşı Abdurrahman Efendi Camii, ismini kurucusundan almış olup, hem şehre hem de halkına katkılarıyla bilinir. Yapı olarak oldukça sade olsa da, Midyat’taki “sadeliğin derinliği” burada açıkça hissedilir. Burada namaz kılarken insan, sadece dua etmekle kalmaz, aynı zamanda tarih ve kültürle de buluşur.

Bu camiler, yalnızca ibadet yerleri değil, aynı zamanda Midyat halkının kardeşliğini, birliğini ve ortak değerlerini simgeleyen yapılar olarak tarihsel bir köprü kurar.

Mor Gabriel Manastırı

Mor Gabriel Manastırı, Midyat’ın kalbinde, “taşın kalp olduğu” yerdir. Süryanilerin “Şemaya” dedikleri kutsal mekan, sadece dini bir yapı değil, bir dostluk ve kardeşlik yuvasıdır. 1600 yıllık geçmişiyle burası, insanın sadece inancını değil, birbirine duyduğu güveni de simgeler. Manastırda dualar edilirken, aynı zamanda huzurun ve barışın dua edildiği yerdir. “Taşlar, zamanla yumuşar ama dostluklar ölümsüzdür” diyen Midyat halkı, bu manastırı hem bir inanç sembolü hem de kardeşliğin timsali olarak kabul eder.

Midyat, sadece bir şehir değil, “taşların ve duaların” birleştiği kadim bir beldedir. Burada insanlar, geçmişin ve geleceğin izleriyle, kardeşlik içinde yaşamayı öğrenmişlerdir. Ortadoğu’nun mistik havasını bir nebze de olsa burada hissedersiniz; taş duvarların ardında, her sokakta, her evde bir dostluk, bir güven hissedilir. Çünkü “iki gönül bir olursa samanlık seyran olur” ve Midyat, bu sözün en güzel örneğini tarihe yazmıştır. Bu kadim şehirde herkes birbirini anlar, kimseyi yabancı saymaz. Herkesin bayramı, herkesin acısı, herkesin sevinci bir olmuştur. “Farklı dillerde dua etmek, aynı dilekleri dilemek gibidir” derler, işte Midyat’ta da aynı dua, aynı dilek, birlikte bir arada yaşamak için söylenir.

Midyat, taşlarını ve halkını öyle güzel yoğurmuş ki, her biri ayrı bir renkte ama hepsi bir bütünün parçasıdır. Birlikte yaşamanın en güzel örneğidir bu şehir, çünkü burada “farklılıklar zenginliktir” ve “birlikte yaşamak en güzel bayramdır.” Midyat’a dair her adım, bir kardeşlik hikayesidir.

Kaynakça: Çelebi, E. (2006). Seyahatnâme (R. Dankoff, Ed.). Yapı Kredi Yayınları. (Orijinal çalışma 17. yüzyılda yayımlandı)

Midyat Belediyesi. (2025). Midyat hakkında. https://www.midyat.bel.tr/

Mor Gabriel Manastırı. (2025). Manastır tarihi ve kültürel önemi. https://www.morgabriel.org/

Mardin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü. (2022). Mardin ve Midyat kültür envanteri. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.

Şahin, M. (2018). Mardin ve çevresi sosyolojik yapı araştırması. İstanbul Üniversitesi Yayınları.

Anadolu Kültür Araştırmaları Merkezi. (2017). Nevruz ve bahar bayramı üzerine derlemeler. Anadolu Kültür Yayınları.