Savur’dan Nobel’e uzanan yol

Abone Ol

Savur’dan Nobel’e uzanan yol

Selahattin Erol

Kimya dalında Nobel ödülünü alan ve çığır açan buluşların sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar’ın Savur’dan Nobel’e uzanan hayatı bir insana ilham veren başarı hikâyesidir.

Türkiye’de Orhan Pamuk’tan sonra ikinci kez bir Türk’ün, Nobel’e layık görülmesi tesadüf değildir.

DNA onarımı hakkındaki çalışmalarıyla Nobel Kimya Ödülü’ne layık görülen Prof. Dr. Aziz Sancar, Savurlular, Mardinliler ve Türkiye için büyük bir guru kaynağıdır.

Prof. Dr. Aziz Sancar, DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Sancar’ın, 415 bilimsel makalesi ve 33 kitap’ı yayımladı.

ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türkiye-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla Aziz - Gwen Sancar Vakfı'nı kurdu.

Vakfın ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde “Carolina Türk Evi” isimli bir öğrenci misafirhanesi de bulunuyor.

İnsanlığa hizmet ve çok çalışmak ile elde edilir. Prof. Dr. Aziz Sancar’ı bunu başardığı için gibi Nobel Kimya Ödülü’ne layık görüldü.

Prof. Dr. Aziz Sancar’ın başarısı benim için ve Savurlular için başarısı hiç sürpriz değildir. Savurlu olmam ve komşum olması hesabıyla çok yakından bildiğim değerli bir ailenin evladıdır.

İnsan yaşamının en önemli dönemi çocukluk yıllarıdır. Hani bir laf vardır ya Bir çocuk 7’sinde ne ise 70’inde de o dur söz tam olarak Aziz Sancar’ı anlatmaktadır.

Savur’da Aziz Sancar’ı tanıyanların çoğu, onun ne kadar çalışkan, ne kadar başarılı olduğunu hep anlatır, ilerde bilim adına güzel işler yapacağına inanırdı.

Aynı zamanda kanser araştırmalarına yoğunlaştığını ve bir gün mutlaka kansere çare bulmak istediğini bize anlatırlardı.

Onu başarısını adeta yıllar öncesinden tescillemişçesine yıllar sonra şimdi de sevinebildik.

Çocukluk yıllarından hatırladığım bilim insanı Aziz Sancar, aile ziyaretini geldiğinde görme şerefine nail oldum.

Çocuklu yıllardan hafızamda yer edinen ince, uzun, zarif yapısı ve gözlüklü hali, daha dün gibi aklımda. Ziyaretine gelenler ve tedavi ettiği insanların kapısında kuyruk oluşturduğunu hatırlıyorum.

Prof. Dr. Aziz Sancar ve ailesi Savur’un en köklü, varlıklı, devletine ve milletine bağlı olan bir ailesidir.

Rahmetli babaları Abdulgani Sancar ve nur yüzlü annesi Meryem Sancar, dualarla büyüttüğü Prof. Dr. Aziz Sancar’ın yanı sıra ağabeyleri ve kardeşlerini de ülkesine ve milletine yakışır birer evlat olarak yetiştirmişlerdir.

Emekli Tuğgeneral olan en büyük ağabeyi Kenan Sancar, Emekli Yarbay olan diğer abisi Tahir Sancar, makine mühendisi olan kardeşi Hasan Sancar ile Savurlular ve Mardinliler Prof. Dr. Aziz Sancar ve ailesi ile gurur duymaktadırlar.

Sancar, okul yıllarında Savur Lisesine her yıl hatırı sayılır belirli miktarlarda bağışta bulunurdu.

Halen Savur’da eğitim ve bilim yolunda her yıl maddi ve manevi katkı sağlıyor oluşu, bu insani davranış biçimi Türkiye’nin ülkesel  ülkesel gurur kaynağı örneğidir.

Şunu özellikle vurgulamak isterim ki, Prof. Dr. Aziz Sancar bir ekoldür. Bu ekolün doğduğu, büyüdüğü, baba yurdunda, ana ocağında bulunan ve tarihi öneme “Sancar Konakları” restore edilerek müze yapılmalıdır.

Hiçbir başarı tesadüf değildir, bir azimli ve kararlı çalışmanın ürünüdür. Prof. Dr. Aziz Sancar bir tarih yazdı.

Başarının sırrı da çok çalışmasından ve ülkesini, milletini, bayrağını sevmesinden geliyor.

Son olarak şunu diyebilirim ki Prof. Dr. Aziz Sancar, topluma yararlı çalışmaları ile insanlık adına başarı sağladı.

Bunda ailesinin katkısı olduğu kadar, yetişmiş olduğu ve her zaman imtina ile söz ettiği ülkesi ve milletinin de katkısı vardır.

Şimdide ülkesinin ona bir borcu olarak Savur’da, Mardin’de bir Tıp Fakültesi kurulmalı adı da Prof. Dr. Aziz Sancar Tıp Fakültesi konulmalıdır.

Savur’dan Nobel’e uzanan yol’da Sancar’ın başarı hikâyesi okullarda, öğrencilere ders olarak okutulmalıdır.

Sağlıcakla mutlu kalın…