Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından 2015 yılında ilan edilen "Kasım Ayı Sahabe Ayı" programları kapsamında ilk 4 yıl sırasıyla 4 halifenin örnek hayatları işlenirken, sonrasındaki yıllarda ise aşere-i mübeşşereden sahabelerin örnek hayatları işlenmeye başlanmıştı.
Midyat Belediyesi Kültür ve Kongre merkezinde düzenlenen program, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Sunuculuğunu Abdulselam Gökçe'nin yaptığı programın açılışında selamlama konuşması gerçekleştiren Peygamber Sevdalıları Midyat Temsilcisi Selahattin Yeniay, vakıf olarak görev ve amaçlarının 23 yıl gibi kısa bir sürede kendi çağlarında ve kendilerinden sonra gelecek olan bütün çağlara nur olacak olan Ashab'ı hatırlamak, anlamak ve hatırlatmak olduğunu ifade etti.
Program Hazreti Zübeyr b. Avvam ile ilgili sinevizyon gösterimi ile devam etti.
Peygamber Sevdalıları Vakfı Onursal Başkanı Mehmed Göktaş Hoca konuşmasında Gazze, Peygamber Efendimiz ve Ashabının doğru ve hakkıyla anlaşılması, Hazreti Zübeyr b. Avvam'ın örnek hayatı,siyonist Yahudilerin tarih boyunca yaptıkları zulüm ve cürümlerini anlattı, Peygamber Efendimizin ve ashabının kıyamete kadar ümmete öncü ve örnek olarak durduğunu belirtti.
Göktaş. " Allah-u Teala diyor ki 'Ben bir ahir zaman peygamberi gönderiyorum kıyamet gününe kadar hiçbir peygambere ihtiyaç duymayacağınız şekilde bütün insanlığı doyuracak bir peygamber gönderiyorum. Bu gönderdiğim peygamber babasını göremeyecek, babasız büyüyecek. Annesine de doyamayacak. Öksüz yetim fakir ve yoksulluk içinde büyüdü. Allah'u Teala dedi ki benim göndereceğim peygamber öksüzlerin, yetimlerin, kimsesizlerin ve yoksulların peygamberi olacak. Doğan erkek çocukları da yaşamadı. Resulullah'ın evini kızlarla doldurdu. Tarih boyunca en çok dünyada taşın altında giden, ezilenler genellikle kadınlardır. Onun için Allah'u Teala öyle bir Resul gönderdi ki evini, barkını her yerini kızlarla doldurdu. Bu Resul kızlara nasıl davranılır, eşlere nasıl davranır, kadınlara nasıl davranılır görün diye Bizzat kendisi gösterdi." dedi.
Göktaş, "Biz bunları anlatıyoruz ama tarihe baktığımızda kendi evini kızlarla doldurdu dediğimiz peygamber efendimizin dünyasında kız evlatları diri diri toprağa gömülüyordu. Bunu böyle okuyup geçmeyin. Siz söyleyin insan kendi yavrusunu diri diri gömebilir mi? Bir insanı değil de bir kuzuyu, bir oğlağı diri diri toprağa gömebilir misiniz? O dönemde yapıyorlardı ama sırf kız çocuğu doğduğu için yapmıyorlardı. Meselenin derinine indiğimizde böyle basit şeyler önümüze çıkmıyor. Mekke'nin bazı sokaklarında köşe başlarında orada tefeciler bulunuyordu. Mekke'nin kocaman zenginleri vardı. Halkın garibanlarına paralar veriyordu o paraları katlaya katlaya onlardan alıyorlardı. Şimdi bu faizciler parasını almazsa ne olurdu? O günün zalimleri ve kâfirleri ipotek istiyorlardı. O gün kendisinden para isteyenin evine kendi adamlarını gönderip evinde kız çocuğu var mı yok mu diye kontrol edilirdi. Eğer o adamın evinde kız çocuğu varsa o zaman kendisine faizle borç para veriliyordu. O faizi ödeyemediğinde adamın kızına el koyuyorlardı. Bunlar birer gerçektir. O kız çocuklarına faiz karşılığında Mekke'nin sokaklarında yeşilli evlerde o kız çocuklarını çalıştırırlardı. Babasının borcu ödeninceye kadar o kız çocuğu orada çalıştırılmaya mecbur bırakılırdı. Birtakım babalar daha dünyaya kızları gelir gelmez onları öldürürdü. Diri diri toprağa gömenlerdi, uçurumlardan atarlardı. Bu dönemde Allah resulü geliyor bu zalimliği kaldırıyor. O dönemde kız çocukları olan babalar bu haberi duyduğunda gözleri simsiyah olurdu. O dönemde kızın oldu demek kötü haberdi. " şeklinde konuştu
Peygamber Efendimizin, küçük kız evladını uçurumdan atarak öldüren adamın hikayesini dinlediği olayı gözyaşlarıyla anlatan Göktaş sözlerini şöyle sürdürdü.
"Bu dünyada bu insanlar peygamberi yeniden okumalı, çok iyi anlamalıdır"
Göktaş, "Biz bu konuya birçok perspektiften bakmalıyız. İşte bizler peygamber kimdir, sahabe kimdir? O peygamber niye gelmiştir dünyaya? Bunları bizim iyice bilmemiz lazım. Onun kıymetini bilmek, değerini anlamamız için. Sizin en hayırlınız eşlerine karşı iyi davranır. Hayırlı olandır. İşte bu dünya bu insanlar peygamberi yeniden okumalı, çok iyi anlamalıdır. Onun mesajlarının bütün insanlara iletilmesi lazım. Onun arkadaşlarının mesajlarının iletilmesi lazım. Biz Hazreti Zübeyr b.Avvam'ı anlatacağız ama buradan başlamamız lazım. Niye son peygamber diyoruz. Çünkü onun getirdikleri kıyamet gününe kadar bakidir. Sadece Kur'an baki değil, dikkat edin, burası çok önemli. Hayır, Peygamber Efendimiz diyor ki, 'Allah'a yemin ederim ki, nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ümmetimden bir taife bir grup kıyamete kadar tam hak üzere olacaktır.' Bunun anlamı şudur. Allah'ın kitabını sadece harfleri ve harekeleriyle değil,her şeyiyle anlayan yaşayan bir grup kıyamete kadar olacaktır. Allah'ın kitabı gibi ve Peygamberi kıyamete kadar olduğu gibi anlaşılacak. Hiçbir karanlık noktası kalmayacak. Hazreti Muhammed Aleyhisselam'ın hayatı, santim santim saniye saniye kayıt altındadır. Kıyamet gününe kadar gidecektir. Peygamberimiz bir filozof değildir. Nutuk çekip gitmemiştir. O ortaya bir din koymuştur. Bir hayat tarzı koymuştur. Bunu arkadaşlarıyla, kızlarıyla, evlatlarıyla özellikle dostlarıyla beraber yapmıştır. Onun için peygamberle beraber kıyamet gününe kadar onun yaşadığı din ve o dini sahnede temsil edenler hiçbir değişiklik olmadan hayatları örnek olarak devam edecektir." diye konuştu.
"Her şeyin kötüye gittiğini söyleyecekler, bu bir Yahudi uydurmasıdır"
Göktaş, "Peygamberden sonra biz varız ya. Allah mutlaka bizi şahit Ümmet kılmadı mı? Tüm insanlığa şahit kıldı. Onun için biz de 'artık peygambere gerek yok' diyoruz. Onun hayatı her şeyiyle ortadadır. Günümüzde onun dinini takip edenler onun dinini yaşayanlar ortadadır. Bu bir abartma değil .Ama bunun yükü var ellerinde. Ve bu nedenle biz peygambersiz günlerin, peygamberi olmak durumundayız. Bu bir abartı değil. Onun için diyoruz ki biz varız. Onun için peygambere günümüzde gerek yok. Biz her şeyiyle onu tatbik ederiz. Kur'an'ı hıfzeden ve yaşayan anlarımız yok mu? Dünyada var tabii ki. Şuna inanmayın ya! 'Efendim ahir zaman hep kötüye gidecek falan yok öyle bir şey. Kıyamet gününe kadar Allah'ın izniyle güzel insanlar güzel Müslümanlar bu dünyadan hiçbir zaman eksik olmayacak. Dünyanın her yerinde kaliteli Müslümanlar olacak. Maalesef bazıları her şeyi olumsuz gösteriyorlar. Her şeyin kötüye gittiğini söyleyecekler. Bu bir Yahudi uydurmasıdır. Özellikle dünyada güzel insanlar eksik olmayacak. Ve olanlar o hayatı yaşayacaklar ve öyle yaşayacaklar ki hayatları, mücadeleleri her şeyiyle güçlü insanlar olacak. Yanlış anlaşılmasın, yanlış anlamayın. Sahabeyi küçümsemiyorum. Sahabe büyüktür elbette. Soruyorum size. Kafanızı karıştırmak değil de. Asrı saadette, Hazreti Muhammed Aleyhisselam'ın Mekke'sinde. Kaç tane insan işkenceyle öldü? Fazla yok. Yanlış anlamayın. 1-2-3 tane. Bir Sümmeye-Yasir ailesi. 6-7 tane yok yani. İşkence gören var ,Bilal ve Habbablar var. Benim onlarca arkadaşım. Öyle işkenceler altında hayat sürmüşler ki. Öyle korkunç ki. Her birinin hayatı dizi olur roman değil. Ve bu sadece bu bölgede değil dünyanın her yerinde. Elhamdülillah İslam için ödenen şu bedellere bakın. Şu Gazze'ye bir bakın. Allah onların bu çektiklerini zayi mi edecek? Bakın işte o kadar bombalar içerisinde parçalananlara. Onun için bu Müslümanların ve bizlerin hiçbir amelini Allah'u Teâlâ zayi etmeyecektir. Bunu büyüklenmek için söylemiyorum. Allah'ın adaleti budur. Şu dünyada öyle zulüm görenler var ki. Hem de öyle güzel amelleri var ki öyle güzel kardeşler varki elhamdülillah. Eğer bir beldede Müminler bir bedel ödemiyorlarsa, malları ile canları ile eğer Allah'a karşı bir bedel ödemeyen varsa vallahi en büyük tehlike budur. Bundan korkun." diye belirtti.
"Bu alçak siyonist yahudiler erkekliğe yakışır hiçbir şey yapmadılar, yapmıyorlar"
Göktaş, "Nasıl ki peygamber efendimiz zamanında yahudiler, güçleri yettiği zamanlarda kadınlara saldırmışlardır. Günümüz yahudi kafirleri de aynı şekilde şu anda çocuk ve kadınları hedef alıyorlar. Bu alçak yahudiler erkekliğe yakışır hiçbir şey yapmadılar, yapmıyorlar. Peygamber Efendimize suikast düzenlediler ama beceremediler. Ve şu an onların soyu devam ediyor. Aynı hainler, aynı alçaklar, aynı yahudi kafirler şu anda aynı işi yapıyorlar. Gazze'de yüzlerce metre yukarıdan oyun oynayan çocukların üzerine bombalar atarak paramparça ediyorlar. Ve o çocukların hiçbiri duvarların dibine kaçmıyor. Ahir zaman peygamberinin ümmeti de. Ashabı da aynı şekilde. Aynı yiğitler var. Şu anda hepimiz izliyoruz gerçekten. Allah'u Teala 'size savaş yazıldı' diyor. Tüm müminlerin üzerine savaş yazıldı. Siz kötü görebilirsiniz, ama sizin kötü gördüğünüz şey de nice hayırlar vardır. Biz de inşallah böyle görüyoruz." İfadelerini kullandı.
"Kimse bizim moralimizi bozmasın, İslam iyiye gidiyor"
Göktaş, "Bugün 7 Ekim'den bu yana dünyada öyle şeyler oluyor ki. Avrupa'da öyle Kur'an-ı Kerim alınıyor ki. Öylesine İslam'a yönelik İslami araştırmalar yapılıyor ki. İslam'a öyle yönelmiş ki millet. Çünkü Allah'u Teâlâ, bu dini sadece alimlerle değil, öyle bir yayar ki halk öyle bir zuhur ediyor ki işte bu yüzden İslam şu anda çok ciddi bir yükselişte. İşte kimileri şu an söylüyor, her şey kötüye gidiyor. Ne kötüye gitmesi ya! Şu anda öyle kızlarımız var ki icazet alıyorlar. Bizim okumadığımız kitapları alıyorlar. Bunlar kötüye giden şeyler değil. Böylesine güzel gençler geliyor. Korkmayın kötüye gitmiyoruz. Kimse bizim moralimizi bozmasın. İslam iyiye gidiyor. Ya bana inanmıyorsanız Amerika'ya,israil'e sorun. Kâfirlere sorun. Avrupa'ya 'siz en çok kimden tedirgin oluyorsunuz' diye sorun. Sizin tehdit listenizin birinci sırasında kimler var? Amerika'ya, Avrupa'ya, Hollanda'ya sorun. İslam ve Müslümanlar diyeceklerdir. Bütün dünyaya İslam geliyor, onun için paniklediler. Eğer İslam bitiyor olsaydı kimse uğraşmazdı. Hatta diriltmeye çalışırlardı bazı durumlarda. İşte bitmeye, gitmeye yüz tutan kültür olarak canlandırmaya çalışırlardı. Ama İslam geliyor. Öyle geliyor ki? Elbette çalışacağız, güçleneceğiz, her şeyimiz olacak. Şu an dünyanın en büyük ülkeleri, Hristiyanlar güçlü olmasına rağmen. Allah dinini tüm dünyaya garibanlarla da yayabilir. Bu denizlerde boğulan mültecilerle de bu mesajını iletebilir. Yani bazen bize bile gerek kalmayabilir. Allah dinini turizmle de ya da turistlerle de yayabilir. Allah-u Teala Avrupa'yı ve diğer ülkeleri İslam ile öyle karıştırıyor ki? Öyle karıştırıyor ki ve buradan galip çıkacak olanlar biziz. Ve benim dikkatimi çeken en önemli şey ise ben bu papaları takip ediyorum. Bunlar geziyorlar. Ve insanlara adeta yalvarıyorlar. Diyorlar ki 'siz bitiyorsunuz, evlenin çoğalın bu gidişle biteceksiniz, tükeneceksiniz yuva kurun temiz aile yuvası kurun.' Yalvarıyorlar çünkü evlenen yok ki. Bizim onları öldürmemize gerek kalmayacak, kendi kendilerini bitiriyorlar. Zaten çok yakın zamanda neredeyse Belçika gibi ülkelerde Hristiyan insan kalmayacak. Rabbim o günleri bizlere görmeyi nasip etsin. Böylesine İslam gümbür gümbür geliyor. Ve artık oraya baktığımızda kiliseler bomboş kimse gitmiyor. Artık kiliseleri Müslümanlara satıyorlar. Ve Avrupa'da çok sayıda Kur'an meali alınmaktadır. Onun için biraz sabredelim. Allah'ın izniyle. İslam gümbür gümbür geliyor. Belki öyle pat diye bir şekilde olmayacak ama. Bana inanmıyorsanız şeytana sorun. Bu israil tarih sahnesinden elbet silinip gidecektir. İsrail orayı terk edecektir. Allah'u Teala bugünümüzü dünden daha iyi eylesin. Evlatlarımızı bizden daha hayırlı eylesin." dedi.
Program Peygamber Sevdalıları Midyat Temsilcisi Selahattin Yeniay'ın Gazze'nin kurtuluşu için yaptığı dua ile son buldu. (İLKHA)