Liderlik, Eleştiri ve İstişare Kültürü Üzerine:

Liderlik, sadece karar vermek değildir; doğruyu duymaya açık olmak da bir liderlik sanatıdır.Güç, kontrolle değil; açıklıkla büyür.

Abone Ol

Liderlik, sadece karar vermek değildir; doğruyu duymaya açık olmak da bir liderlik sanatıdır. Halk arasında güzel bir söz vardır: “Ben yanlış yapmıyorsam sana ihtiyaç yok; yanlış yapıyorsam ve sen bunu söylemiyorsan yine sana ihtiyaç yok.” Bu söz, bir lidere bağlılığın kör bir itaat değil, doğruyu cesaretle dile getirme erdemi olduğunu anlatır.

Gerçek bir vezir, sultanın gölgesi değil; onun vicdanıdır. Yanlışı örtmek değil, göstermekle yükümlüdür. Aksi hâlde varlığı anlamını yitirir. İşte bu anlayış, adaletli yönetim, şeffaflık ve eleştiriye açıklık ilkelerinin temelini oluşturur. Gerçek liderin çevresinde “Evet efendiciler” değil, eleştirel akla sahip dostlar bulunur.

Hz. Ömer’den Gelen Eleştiriyi Cesaretlendirme Dersi:

Hz. Ömer döneminde halk, halifeyi açıkça eleştirebilir; o da bu eleştirileri olgunlukla dinlerdi. “Yanlış yaparsam beni düzeltin.” Bu cümle, bir liderin özgüveninin ve adalet anlayışının en güzel ifadesidir. Gerçek lider, eleştiriden korkmaz; tam tersine, onu bir gelişim fırsatı olarak görür.

İstişare Eden Kaybetmez

Peygamber Efendimiz (asm), hakkında vahiy olmayan her meselede sahabeleriyle istişare ederdi. Hz. Ebû Hureyre (ra) şöyle anlatır:“Resûlullah kadar istişare eden bir kimse görmedim.”

Uhud Savaşı öncesinde Peygamberimiz şehir savunmasını uygun görürken, çoğunluk meydan muharebesinden yanaydı. Hz. Peygamber, kendi görüşü yerine çoğunluğun fikrine uydu. Sonuç ağır oldu; ama hiç kimseyi kırmadı, kimseyi suçlamadı. Çünkü istişare eden kaybetmez; kazandığı şey, insanların güvenidir.

Geri Bildirim Kültürü : Kurumların Sigortasıdır.

Bugün kurumlar da liderler gibidir. Geri bildirim kültürü olmayan her yapı, içten içe çürür.
Bir kurumun danışmanları, yöneticileri, çalışanları liderin PR ekibi değil; vicdanı olmalıdır. Yalnızca övgüyle değil, uyarıyla da sadakat gösterir. “Yanlış yapıyorsun” diyebilen çalışan, kurumun sigortasıdır. Sessizce büyüyen sorunlar, ancak cesur bir uyarıyla bertaraf edilebilir. Bu yüzden eleştiri, sadece lideri değil; tüm yapıyı korur.

Liderin çevresi yalnızca onun fikirlerini tekrar eden kişilerden oluşuyorsa, o lider bir süre sonra gerçeklikten kopar, kendi yankı odasında boğulur. Güç, kontrolle değil; açıklıkla büyür.

Gerçek lider, hatasını dile getiren kişiyi cezalandırmaz; onu başköşeye oturtur. Eleştiriye cesaret verir, heyecan aşılar, ilham kaynağı olur ve çalışma şevkini artırır. Çünkü bilir ki, gelişimin anahtarı açık yüreklilikle yapılan yapıcı eleştiridir.

Bediüzzaman’ın Akrep Metaforu

Bediüzzaman Said Nursî’nin şu sözü, liderliğin en zarif tarifidir:
“Bana sırtımda akrep olduğunu söyleyene kızmam, teşekkür ederim. Eleştiriyi saldırı değil, bir iyilik olarak görür. Sırtındaki akrebi kişi göremez; onu gören başkasıdır.
İşte bu yüzden, uyarıyı yapan cesur olmalı; uyarıyı alan ise hikmetli.

Kör noktalar ancak dış gözle görünür; liderlik, bu gözleri susturmak değil, dinlemektir.

Teşekkür Eden Lider, Güven İnşa Eder

Teşekkür etmek, sadece bireysel bir erdem değil; kurumsal bir ilke olmalıdır.
Eleştiriye teşekkür eden lider, hem güven kazanır hem de gelişir. Çünkü sırtındaki akrebi fark edip söyleyen bir ekip varsa, o lider yalnız değildir.

Teşekkür etmeyi bilmeyen bir lider, birçok insani erdemi de yitirir. Özür dilemekte zorlanır, “haklısın” demeyi gururuna yediremez, dua istemek ona zayıflık gibi gelir, soru sormaksa itibar kaybı sanılır. Çünkü içten içe korkar: Ya karşısındaki gerçekten daha iyi biliyorsa? Ya bu kabul, otoritesini sarsarsa? Oysa asıl tehlike, suskunlukta gizlidir. Sessiz kalan hatalar, büyüyen krizlerin habercisidir. Zira eleştiri, sadakatin en yüksek biçimidir.

“Kurum içi eleştiri mekanizması, krizleri önceden fark etmenin en etkili yoludur.”

Eskilerin dediği gibi: “Barika-i hakikat, müsademe-i efkârdan doğar.” (Hakikat ışığı, fikirlerin çarpışmasından doğar.)

Gerçek lider, alkışa değil, hakikate kulak verendir. Kendine “yanlış yapıyorsun” diyene teşekkür edebilen, hem adaleti hem güveni inşa eder.Ve unutmayalım:

Sırtındaki akrebi gösterene teşekkür eden lider, aslında kendini kurtarır.