Kadınları Belediye Başkanlığına Yakıştıramayan İrade
Türkiye’de Kadın ve Siyaset konusu oldum olası sancılı. Atatürk zamanında Kadına seçme ve seçilme hakkının verilmesinde tereddüt etmeyen siyasi otorite, tarihsel süreç içinde kadını siyasette hiçbir zaman etkin konuma getirmemiştir. Son seçim periyodlarında TBMM’deki kadın milletvekili sayısını artırmaya çalışan partiler bunu göstermelik yaptıklarını göstermekten öte gidememektedirler.
Kadınların siyasette ağırlıklı oranlarda mücadele edebilmesi, var olabilmesi için uzun yıllardır çaba harcayan KA-DER (Kadın Adayları Destekleme Derneği) bu konularda çok etkin çıkışlar gösterememektedir. 1999 genel seçimlerine ben de girmiştim ve o yıllarda yeni kurulmuş olan KA-DER’in toplantılarına katılmıştım. Büyük bir heyecanla, kadınları siyasete taşıma arzusuyla çalışan KA-DER de, tüm sivil toplum örgütleri gibi, ilerleyen zaman dilimlerinde gölgede kaldı.
Son dönem itibariyle (2018 genel seçimleri) Meclisteki kadın vekil sayısı 100 civarı olsa da siyasette kadın görmek pek olası olmuyor. Ekranlarda yine erkek siyasetçiler var. Parti organlarında yine erkek siyasetçiler hâkim. Meclisteki sandalyelerin altıda birine (1/6) sahip olan kadınlar, uygulamadaki siyasi yaşamda maalesef erkeklerin altıda bir oranında bile yoklar. Tüm partilerin taktiği aynı. Kadını siyasete taşıyormuş gibi yapıyorlar sadece. Ve kadını siyasete reklam yapmaya devam ediyorlar.
Gelelim belediye seçimlerine. Yani yerel seçimlere ve yereldeki kadın siyasetçi görünürlüğüne.
31 Mart 2019 günü yapılacak olan yerel seçimler için, birkaç stratejik yer dışında, hemen hemen tüm partiler adaylarını açıkladılar. Sesi duyulur bir kadın aday kitlesi olmadığı herkesin malumu. Bu kural tüm partiler için geçerli. Atatürk’ün partisi CHP’de bile yerelde kadının sesini duyuracak bir irade yok. İYİ Partinin kadın başkanının tavrı da ona keza. Oysa Meral Hanım, daha 6 ay önceki Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, Türkiye’nin tüm kadınlarından, kadının sesi adına, bir müze kuracak kadar yazma-eşarp toplamıştı. Belki en önemli sayı AKP’nin tablolarında ama elindeki oranla kıyaslandığında o da önem arz etmiyor. MHP ise her zamanki gibi, sınırlarının içine hapsolmuş durumda. Türkiye siyasetiyle henüz bütünleşememiş olan HDP’nin, siyasette kadına verdiği önem ve %50 kadın politikası ne derece samimidir, gerçek manada analiz edildiğini söylemek mümkün olmasa da görünürde eşitlik politikası izliyor.
Kadına seçme ve seçilme hakkının verildiği tarihten bu yana toplam 31 bin erkek başkan seçilirken 119 kadın belediye başkanı seçtirildiğini okumuştum bir kaynaktan. Yaklaşık bir asırdan söz ediyoruz ve çok cılız bir rakam bu.
Bugün cılız tablolar aynı şekilde devam ediyor. 2014 seçimlerinde 30 büyükşehir başkanından sadece 3 tanesi kadın. İl, ilçe, belde belediye başkanı sayısı toplam 1397, bunun sadece 39 tanesi bayan.
(Kaynak: Türkiye Belediyeler Birliği ve Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü).
2019 yerel seçimlerinde seçilecek kadınları 31 Mart 2019 akşamı göreceğiz. Siyaset bu konuda gene çok umut vaat etmiyor.
Son seçim periyodlarında Meclis’e taşınan kadın sayısı, siyasi otoritenin düşüncesine göre belki çok fazla olarak nitelendiriliyor. Ancak toplumsal alanlarda kadınlara yönelik olumsuz duruşu yıkma yönünde, sosyolojik-psikolojik manada, toplumun daha iyi seviyelere taşınması için Meclis çatısı altından yeterli düzeyde bir ses yükselememektedir. Kadına ve çocuğa şiddet, taciz, tecavüz toplumda artarak devam etmektedir. En azından yerel yönetimlerde kadın yöneticilerin sayısı arttığında bu denge değişebilir, kadına ve çocuğa şiddet azabilir.
Çocuklarına daha iyi bir gelecek bırakmak isteyen toplumlar, yerel yönetimlerde kadının sesini duymaya önem vermek zorundadır. Bu anlayış kadın ayrımcılığı ile değil, gerçek manada eşitlik kültürüyle yapıldığı zaman başarıya ulaşır.