İmam Hatipler ve Deizm…
Konya’da düzenlenen “Gençlik ve İnanç” konulu çalıştayda Deizm’e kaydığı iddiası ile İmam Hatipler tekrar ülkenin gündemine oturdu.
Aslında 1950 yılından itibaren var olan ve yurdun dört bir yanına yayılan İmam Hatipler açıldığı günden beri bu memleketin hep gündeminde olmuştur.
Bazen siyasilerin arka bahçesi, bazen şeriat okulu yaftası yedi.
Ancak hakikat şudur ki ülkenin bir gerçeği olan bu okullar açıldığı günden itibaren nice milletvekilleri, bakanlar, başbakanlar, bürokratlar, siyasiler, profesörler ve de din adamları bu okullardan yetişti.
İmam Hatipler, bir din okulu olduklarından kendilerine birileri hep farklı gözle baktı.
Belki de bu farklı bakıştan ve din okulu oluşlarından dolayı İmam Hatipler, hep Anadolu’nun gariban, fakir ailelerinin çocuklarını barındırdı.
Bu okullar ve bu okullarda okuyan öğrenciler, yarım asırdan fazla ömürlerinde nice sıkıntılar acılar yaşadılar.
Gün geldi dışlandılar, gün geldi bu okullarda okuyan öğrencilerin önü kapandı.
Ancak her zorlukta sonra kolaylık, her sıkıntıdan sonra ferahlık ilkesi gereği İmam Hatipler yaşadıkları o sıkıntıları İmam Hatipli Reisin desteği ile hamd olsun geride bıraktı
Birkaç yıl önce önü kapalı olduğundan kapısının önünden geçilmeyen İmam Hatipler, bugün ülkenin en önemli ve rağbet edilen okulları oldu.
Peki bu kadar ilgi gören ve insanların çocuklarını yazmak için sıraya girdiği İmam Hatip okullarını cazip hale getiren sadece kat sayılarının kaldırılması mıdır?
Tabi ki değil.
Evet, kat sayılarının kaldırılması etkendir hem de önemli bir etkendir. Ancak tek etken değildir. Bu sadece maddi ya da istikbal etkenidir.
Ancak bana göre kat sayısı kadar önemli bir etken daha var. O da toplumun ahlaki anlamda giderek bozulmasıdır.
Toplumun sosyal hayat anlamında gittikçe kötüye gitmesi, ebeveynleri çocuklarının manevi ve ahlaki geleceği hakkında endişelendirmektedir. Bu endişeden dolayı anne babalar çocuklarını İmam Hatiplere yönlendirmektedir.
Çünkü hakikat şudur ki bu okullarda okuyan insanların bir duruşları ve farklı sorumlulukları vardır.
Burada okuyan insanlar hem hakkın hem de halkın hak ve hukukunu bildikleri için bu haklara tecavüz etmemeye asgari derecede dikkat ederler.
Bir başka vakadır ki ülkenin suç oranı ortaya koyulsa en az suç işleyen kişiler şüphesiz İmam Hatip okullarından mezun olan kişilerdir.
Dolayısıyla anne babalar toplumun bozulan ahlak ve maneviyat durumunu yakından müşahede ettiklerinden benim çocuğum ahlaklı, maneviyatlı olsun inancı ile evlatlarını İmam Hatiplere yazdırmaktadır.
Bu düşüncedir ki İmam Hatipleri en çok tercih edilen okullar arasına yerleştirdi. Ancak Konya’daki “Gençlik ve İnanç” Çalıştayında İmam Hatiplilerin Deizm inancına kayıyor iddiası bütün bu güzelliklere gölge düşürmektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığında çalışmış, İlahiyat fakültesinde görev alan ve çeşitli vesilelerle de İmam Hatiplerde program yapan birisi olarak çalıştaydaki bu tespitin doğru olmadığını düşünüyorum.
Çalıştaydaki bu tespit, kanaatimce sahada gerekli araştırma yapılmadan, masa başında gelişi güzel yazılmış, gerçeği yansıtmayan, bir sonuçtur.
İmam Hatip okullarının ve öğrencilerinin sayı artışına dayanan geçmiş ile kıyaslandığında bir kalite düşüşü bir hakikattir. Ancak bu güzel neslin Deizm inancına kayıyor iddiası asılsız ve büyük bir talihsizliktir.
Bu rapor gerçekse çalıştayı yapanların iddialarını delillendirmesi ve örneklendirmesi gerekir. Aksi bir durum bu milletin de imam hatiplilerin de elleri iki cihanda yakalarındadır.
İmam Hatip nesline selam ve dua ile…