Oyun bağımlılığı yaşadığımız yüzyılın içinde bulunduğumuz teknoloji çağının en büyük sorunlarından biridir. Çocukları, gençleri ve yetişkinleri de etkisi altına alan bu bağımlılık türü pek çok açıdan kişileri olumsuz etkiliyor. İnternet bağımlılığının altında yer alan bu bağımlılık çocuğun gelişimini fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal açıdan olumsuz etkiliyor. Oyuna yönelik bağımlılık çocukta davranışsal ve psikolojik açıdan da olumsuz etkilere yol açıyor. Telefon, tablet, bilgisayar ve oyun konsolu aracılığı ile erişilen oyunlar, çevrimiçi veya çevrimdışı oynanabiliyor. Çoğunlukla sosyal beceri eksikliği, yalnızlık, özgüven eksikliği, kazanma ihtiyacı oyuna yönelimi tetikliyor. Yaz tatilleri gibi çocuğun fazlaca boş vakte sahip olduğu dönemlerde bağımlılığın gelişimini destekliyor. Stres, kaygı gibi çocuğun hoşuna gitmeyen, baş etmekte zorluklar yaşadığı duygular da oyunlar aracılığı ile yatıştırılıyor. Çocuğun rahatlamak için sığındığı bu eğlence platformu zamanla alışkanlık haline dönüşüyor. Zamanla bu alışkanlık kontrol kaybına dönüşüyor ve çocuğun gerçek dünya ile etkileşimi giderek azalıyor. Sokakta akranlarıyla koşup, oynayarak büyüyen, sanal arkadaşlıklardan ziyade gerçek arkadaşlıklar edinen dünün çocuklarıyla bugünün çocukları arasında fark var. Bugünün çocukları birbirini tanımayan komşusundan haberdar olmayan insanların yaşadığı şehir kültüründe büyüyor. Deşarj olmak için hareket etmek yerine tablet ve telefonlara sarılıyor.
Peki her oyun oynayan bağımlı diyebilir miyiz tabi ki hayır.
- Oyun çocuğun zamanının ne kadarını kapsıyor? (Gün içinde kaç saat vakit geçirdi)
- Oyun sonucu çocuğun fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimi nasıl etkileniyor?(Göz yorgunluğu, aç kalma, öfke ve sinir)
- Oyun oynamak veya oyundan mahrum kalmak çocukta hangi duygu, düşünce ve davranışlara yol açıyor? Değerlendirmek gerekmektedir.
Oyun bağımlılığı tanısı almak için aşağıdaki belirtilerin en az 5 ini ve/veya daha fazlasını son bir yıldır taşımak gerekiyor;
- Oyun oynamadığında kötü hissetmek ya da yoksunluk belirtileri göstermek.
- Kendini daha iyi hissetmek için giderek daha da artan sürelerde oyun oynamayı istemek.
- Kendisini kısıtlamaya çalışsa da daha az oyun oynamayı becerememek.
- Daha önceden severek yaptığı diğer işleri artık yapmayı istememek.
- Okulda, iş yerinde ya da evde fazla oyun oynamaya bağlı olarak gelişen problemlerle karşılaşmak.
- Oyun oynama süresini gizlemek için yakınlarına ya da başkalarına yalan söylemek.
- Kendini kötü hissettiğinde duygu durumunu iyileştirmek için oyun oynamak.
- Video/internet oyunlarına katılımdan dolayı önemli ilişki, iş, eğitim ya da kariyer fırsatlarını kaçırmak.
- Hayatının merkezine oyunları koymak,
- Okul ve ders başarısında gözle görülür düşüş yaşamak,
- Herhangi bir sebeple oyun oynayamadığında yoksunluk belirtileri göstermek (agresif tavırlar, dürtüsel davranışlar gibi)
- Okuldaki ya da gerçek hayattaki çevresi ile daha az iletişim kurmak ve/veya sorun yaşamak,
- Sosyal çevreyi önemsememek, eski arkadaşları ile görüşmek yerine oyunlara yönelmek,
- Davranışları ve ruh hali; depresyon ve anksiyete gibi sorunları çağrıştırıyorsa bağımlılıktan şüphe edilmelidir.
Ekrana uzun süre maruz kalmak baş ağrısı, gözlerde yanma, bulanık görüş gibi sonuçları doğurabiliyor. Uzun süre sabit şekilde hareketsiz kalmak kas tutulmalarına, boyun, sırt ağrılarına neden olabiliyor. Bağımlılık geliştiğinde çocuklarda oyuna daha fazla zaman ayırabilmek için öz bakım ve hijyen ihmali görülebiliyor.
Pek çok bağımlı çocukta oyuna ara verememe nedeniyle öğün atlama, yetersiz beslenme veya oyun karşısında yemek yeme davranışı görülüyor. Uzun süre bu şartlar altında oyun oynamaya devam eden çocuklarda fizyolojik tepkiler de açığa çıkıyor. Uyku rutini bozuluyor, uyku kalitesi düşüyor.
Yetersiz uyku ve yetersiz beslenme ve hareketsizlik özellikle çocuk ve ergenlerin gelişimini olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla çocuklarda hem fiziksel hem de bilişsel gelişim zarar görüyor. Yorgunluk, uykusuzluk ve beslenme eksikliği çocuğun doğrudan öğrenme kapasitesini olumsuz etkiliyor.
Oyun Bağımlılığı Nasıl Önlenebilir, Ailelerin Çocuğa Yaklaşımı Nasıl Olmalı?
Öncelikle aileler çocuğun dijital oyun oynamasının önüne geçemeyeceklerini kabul etmeliler. Çocuğun teknoloji çağında internetten veya dijital kaynaklardan uzakta yetiştirilebilmesi mümkün veya sağlıklı değil. Çocuklar bu kaynakları oyun dışında öğrenmek, sosyalleşmek, araştırmak gibi pek çok faydalı amaçla da kullanabiliyor. Dolayısıyla burada çocuğu mahrum bırakmak veya cezalandırmak yerine çocuğa sağlıklı kullanım alışkanlığı kazandırmak gerekiyor.
Hatalı ebeveyn tutumları varsa aile mutlaka tutumunu Hoşgörülü, destekleyici ve demokratik tutumla değiştirmelidir. Aile içi iletişim sorunları veya şiddet durumu söz konusu ise mutlaka psikolojik destek alınmalıdır. Aile içi iletişim sağlıklı düzeye taşınmalıdır. Çocuğun oyun seçimleri eleştirilmemeli ancak çocuğun yaşına, gelişimine uygun olmayan oyunlar çocukla değerlendirilmelidir. Çocuğun keyif alabileceği, gelişimine katkı sağlayacak oyun alternatifleri araştırılmalı ve çocuğun seçimine sunulmalıdır.
Oyun çocuklara ödül veya ceza olarak sunulmamalıdır. Çocuğun oyun süreleri belli olmalı, ne sıklıkla mola vermesi gerektiği takip edilmelidir. Çocuğun oyun oynama alışkanlığı üzerinde oto kontrol kazanması desteklenmelidir. Çocuk oyun oynamak için doğru zamanı, oyun oynama süresini, sıklığını belirleyebilir düzeyde kalabilmelidir.