1994'te Birleşmiş Milletler (BM) tarafından alınan kararla, 3 Mayısın tüm çağdaş ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de "Dünya Basın Özgürlüğü Günü" olarak kutlanıyor.
Basının insan hakları ile temel hak ve özgürlüklerin gelişmesine katkıda çok büyüktür.
Basın, demokratik hayatımızın vazgeçilmez bir unsuru, haber alma ve yayma özgürlüğünün en etkili araçlarından biridir.
Tarafsız ve objektif bir biçimde haber ve bilgi akışı sağlayarak toplumu aydınlatma ve doğru bilgilendirme görevi yapmaktadır.
Önemli bir kamu hizmeti niteliğindeki bir görevi yerine getirmektedir.
Gazeteciler görevini yaparken gerçeklik, güncellik, kamu yararı ve özle biçim arasındaki denge unsurlarını gözetmek zorundadır.
Basın mesleğinin saygınlığının çok daha ileriye taşınması, özgür bir medya ortamında, etik değerlerin, dürüstlüğün temel misyon haline geldiği bir yayıncılık anlayışı ile ancak mümkün olmaktadır.
Zorlu süreçlerden geçtiğimiz bu günlerde, basın mensupları olarak, büyük bir sorumluluk üstleniyoruz.
Kovid-19 salgınında da gece gündüz demeden ve mesai mefhumu gözetmeksizin, kamuoyunu bilinçlendirmek ve her konuda haber akışını sağlamaya gayret ettiklerine şahit olmaktayız.
Korona virüsle ilgili ülkemizin de çeşitli tedbirlere başvurması ile her sektörde olduğu gibi Yerel medya işletmelerini de olumsuz olarak etkilemiştir.
Yerel basının sorunlarının biran önce çözülmesi gerektiğine inanıyorum.
Yerel medyanın güçlenebilmesi için öncelikli olarak finansman sorununun çözülmesi gerekmektedir.
Yerel medya ve basın demokrasinin temeli, halkın sesi ve bilgi kaynağıdır. Şunu unutmamamız gerekir; Demokrasiye giden yol yerel birimlerden geçer.
Yerel birimlerde oluşan demokrasi bilinci, ülke demokrasisine hayat verir. Bu nedenle yerel medyamıza sahip çıkmalı ve desteklemeliyiz.
Bu vesileyle çok zorlu şartlarda kamuoyuna haber ve bilgi akışını sağlamak adına büyük bir özveriyle görevlerini sürdüren tüm basın mensupları arkadaşlarımın, Dünya Basın Özgürlüğü Gününü kutluyorum.